in

Koolen-de Vries Sendromu

Koolen-de Vries Sendromu: Tanım, Sıklık, Nedenleri, Kalıtım Modeli ve Hastalığın Diğer İsimleri

İçindekiler

Tanım

Koolen-de Vries Sendromu, hafiften ortaya zihinsel engel ve gelişimsel gecikme ile ilişkilendirilen bir hastalıktır. Bu hastalığa sahip insanlarda neşeli, sosyal, işbirlikçi tanımlanan özelliklere sahiptir. Genel olarak bireyler, çocukluktan zayıf kas tonusuna (hipotoni) ve tekrarlayan nöbetlere (epilepsi) sahiptir.

Etkilenen bireylerde genel olarak, ayırt edici yüz özelliklerine sahiptirler. Geniş ve öne çıkık alın, düşük göz kapağı (pitozis), göz açıklıklarının daralması (blefarofimoz), yukarı bakan gözlerin dış köşeleri (yukarı eğimli palpebral fissürler), gözlerin iç köşesini kaplayan derinin katlanması(epikantal kıvrımlar), soğan burun ve öne çıkan kulaklar. Koolen-de Vries Sendromu’na sahip erkeklerde, sıklıkla inmemiş testis (kriptorşidizm) görülür. Kalbin odaları arasındaki duvar hasarları (septal kusurları) ya da diğer kalp anormallikleri, böbrek problemleri ve ayak deformasyonları gibi iskeletsel anomaliler, etkilenen bazı bireylerde görülür.

Sıklık

Koolen-de Vries Sendromu’nun yaygınlığı, 1 ila 16.000 arasında tahmin edilmektedir. Ancak altta yatan genetik neden sıklıkla zihinsel engel ile tanımlanmaz, bu yüzden bu duruma teşhis konulamayabilir.

Nedenler

Koolen-de Vries Sendromu’na, her hücrede bulunan KANSL1 geninin bir kopyasının işlevlerini elimine eden genetik değişiklikler neden olur. En çok etkilenen bireylerde, KANSL1 genini içeren kromozom 17 kopyasının bir tanesinde genetik materyalin küçük bir kısmı kayıptır. Bu tarz genetik anormalliklere Mikrosilinme adı verilir. Koolen-de Vries Sendromu’na sahip kişilerin az bir kısmı, kromozom 17 mikrosilinmesine sahip değildir ama bunun yerine KANSL1 geninde genin bir kopyasının işlevsiz olmasına neden olan bir mutasyona sahiptir.

Koolen-de Vries Sendromu’na kromozom 17’nin uzun kolunda (q) q21.31 olarak dizayn edilen lokasyonunda bulunan, mikrosilinmeler neden olur. Kaybolan parçanın büyüklüğü, etkilenen bireye göre değişiklik gösterse de çoğu kaybolan parça 500.000 DNA yapı taşı (baz çifti) içerir. Yine de KANSL1 gen mutasyonuna sahip olan kişilerde mikrosilinmeye sahip olan kişilerle aynı semptom ve belirtlilere sahiptirler. Araştırmacılar bu gen kaybının, Koolen-de Vries Sendromu’na neden olduğu sonucuna varmışlardır.

KANSL1 geni, kromatini de değiştirerek gen aktivitesini düzenlemeye yardımcı olan proteinin üretiminden sorunludur. Kromatin, DNA’yı kromozomlar halinde paketleyen DNA ve protein kompleksidir. KANSL1 geninden üretilen protein, doğumdan önce ve hayat boyunca çoğu organ ve dokularda bulunur. Diğer genlerin aktivitesini kontrol etmede yer almasıyla vücudun, birçok bölümünün fonksiyonlarında ve gelişiminde bu protein önemli oynar. Bu genin bir kopyasının kaybolması, normal gelişimi ve işlevselliği bozar fakat KANSL1 geninin kaybolması ile Koolen-de Vries Sendromu’na ait semptomları arasındaki ilişki kesin değildir.

Kalıtım Modeli

Koolen-de Vries Sendromu, otozomal dominant modelde aktarılan bir hastalık olarak düşünülür çünkü her hücrede olan KANSL1 geninin bir kopyasını etkileyen mutasyon ve silinme, hastalığa neden olmak için yeterlidir.

Çoğu vakada, hastalık aktarılmaz. Genetik değişiklik sıklıkla, erken cenin gelişiminde veya üreme hücrelerinin (yumurta ve sperm) oluşumu sırasında gelişigüzel olaylardan kaynaklanır. Etkilenen bireylerde, ailelerinde hastalıkla ilgili geçmiş yoktur. Bu durumu çocuklarına geçirmeleri mümkün olsa da Koolen-de Vries Sendromlu bireylerin üreme yeteneklerine sahip olmadığı biliniyor.

Bir silinmenin neden olduğu Koolen-de Vries Sendromu olan çoğu kişinin, H2 soyu olarak adlandırılan 17q21.31 kromozom 17 bölgesinin ortak bir varyantına sahip en az bir ebeveyni vardır. Bu mutasyon, Avrupa ve Orta Doğu insanlarının yüzde 20’sinde bulunur. Buna rağmen diğer popülasyonlarda, nadir olarak görülür. Birçok Koolen-de Vries Sendromu’na sahip bireylerde, kayıp parçayı içeren H2 soyundan DNA’nın 900 kilobazlık parçası, bir inversiyona uğramıştır. İnversiyon, kromozomda iki kırılma içerir ve elde edilen DNA parçası, ters çevrilir ve kromozoma yeniden yerleştirilir.

H2 soyundan olan insanlarda İnversiyon ile ilgili bir sağlık sorunu gözlemlenmemiştir. Ancak İnversiyon, diğer nesillere aktarıldığında genetik materyal kaybolabilir ya da çoğalabilir. Diğer bilinmeyen faktörlerin bu süreçte rol oynadığı düşünülmektedir. Bu nedenle, tersine çevirme çok yaygın olsa da buna sahip ebeveynlerin, yalnızca çok küçük bir yüzdesinin Koolen-de Vries Sendromu’ndan etkilenen bir çocuğu vardır.

Bu Hastalığın Diğer İsimleri

  • 17q21.31 Delesyon Sendromu
  • 17q21.31 Mikrodelesyon Sendromu
  • Kromozom 17q21.31 Mikrodelesyon Sendromu
  • KANSL1 ile İlgili Zihinsel Engelli Sendromu
  • KDVS
  • Koolen Sendromu
  • Mikrodelesyon 17q21.31 Sendromu
  • Monozomi 17q21.31

Kaynak: https://medlineplus.gov/genetics/condition/koolen-de-vries-syndrome/

Görsel Kaynak: https://tr.pinterest.com/pin/536843218088028118/

Editör: Elif Berfin KORGAN

Ne düşünüyorsunuz?

6 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir