in

HavalıHavalı ÇılgıncaÇılgınca ÇalışkanÇalışkan EntellektüelEntellektüel Sevgi DoluSevgi Dolu ŞaşkınŞaşkın AğlamaklıAğlamaklı

Genlerimiz Bize Katil Olduğumuzu Söyler Mi?

Genler ve Katil Olma Durumu!

Giriş

2009 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yürütülen bir ceza davasında, katili birinci derece cinayet ve ölüm cezası mahkumiyetinden kurtarmak için “savaşçı gen” ve çocukluk çağında uğradığı istismar geçmişine dayanan başarılı bir argüman kullanılmıştır; fakat katil 32 yıl hapis cezasına mahkum edilmiştir.

Peki “Savaşçı Gen” nedir? Genlerimiz bizi suç işlemek zorunda mı bırakır? Yoksa genler geçmişimizden gelen etkiler ile seçimlerimizi baskılar veya tetikler mi? Şimdi özellikle son sorunun cevabını bulmak için genlerin agresiflik ve şiddet eğilimi üzerindeki etkisini inceleyelim.

Görsel 1

İnsan şiddetinin kökeni, yüzyıllar boyunca endişe ve tartışma konusu olmuştur. Baskın bilimsel görüşler göz önüne alındığında, 20. yüzyılın sonlarında şiddet üzerine yapılan araştırmaların çoğu şiddet üzerindeki sosyal, aile ve kültürel etkilere odaklanmıştır. Daha yakın tarihli araştırmalar, şiddet içeren davranışların da önemli biyolojik, genetik ve evrimsel kökenlere sahip olduğunu göstermiştir.

Aşırı şiddete bağlı olduğu düşünülen genlerin çoğu, özellikle dopamin ve serotonin olmak üzere nörotransmitterlerin saptanması, taşınması ve parçalanmasıyla ilgilidir. Dopaminerjik sistemin genleri, fazlaca araştırmada ilgi odağı olmuştur çünkü bu sistem insan vücudunun zevk ve ödül sisteminin bir parçasıdır. Dopamin seviyeleri bazen normal varyasyon aralığının dışında kalır ve zararlı sonuçlar gerçekleşir.

Görsel 2

Dopamin ve serotonin, MAO tarafından metabolize edilirler. Monoaminoksidazlar, monoaminlerin oksidasyonunu katalizleyen enzimlerdir. Bu protein mitokondri dış zarında bulunur. Katil gen veya savaşçı gen isimleri ile tanımlanan MAO-A yani Monoamin oksidaz A ise insanlarda MAO-A geni tarafından kodlanan bir enzimdir. Bu gen aynı zamanda antisosyal davranışlar da dahil olmak üzere çeşitli diğer psikiyatrik bozukluklarla ilişkilendirilmektedir. Çevresel bir faktöre maruz kalmanın kişinin sağlığı üzerindeki etkisinin o kişinin genotipine bağlı olması durumunda gen ve çevre etkileşiminden bahsedilebilir. MAO-A genetik varyantlarının genin aktivitesini farklı derecelerde etkileyerek enzim aktivitesinin azalması sonucunda davranış değişikliklerine yol açtığı düşünülmektedir.

Monoamin oksidaz A geni, nöron mitokondrisinde işlevsel olan bir gendir. Monoamin oksidaz enzimi ise serotonin, dopamin ve epinefrin gibi çok sayıda önemli nörotransmiterin yıkımını sağlar. Bu nörotransmiterler saldırganlık ve duygu durumları açısından önemlidirler. MAO enzimlerini aktive etme veya inhibe etme sürecinde yer alan gende bir mutasyon varsa, bir kişinin davranışını etkileyebilir ve bu nedenle onları saldırganlığa daha yatkın hale getirebilir.

X kromozomu üzerinde bulunan bu genin erkeklerde sadece bir kopyası bulunurken, dişilerin iki kopyası vardır. MAO-A geni, transkripsiyon başlama bölgesinde VNTR (Variable number of tandem repeats) sonucu olan bir polimorfizme sahiptir. Kişiler arasında promotör bölgede 30 baz çifti uzunluğunda allelik varyant olan MAOA-uVNTRʼde farklı tekrar sayıları mevcuttur. Düşük tekrar sayılarında, transkripsiyon aktivitesinde azalmaya bağlı düşük enzim aktivitesi saptanmıştır. Bu polimorfizm için aleller iki kategoriye ayrılır; bir grup düşük MAO-A aktivitesine karşılık gelen aleller içerir ve bir grup yüksek MAO-A aktivitesine karşılık gelen aleller içerir. Düşük MAOA aktivite alelleri, nörotransmitterleri metabolize etmede yüksek MAOA aktivite alelleri kadar etkili değildir. Sonuç olarak, düşük MAOA aktivite allelleri tipik olarak çeşitli psikopatolojiler ve aşırı şiddet için risk allelleri olarak kabul edilir.

Görsel 3

Yapılan incelemelerde bireyler sosyal dışlanma ile karşı karşıya kaldıklarında, düşük MAOA aktivitesine sahip bireyler, yüksek MAOA aktiviteli bireylere göre daha yüksek düzeyde saldırganlık göstermiştir. Ayrıca çocukluk çağında kötü muameleye maruz kalan ve düşük MAO düzeyleri saptanan bireylerde saldırganlık ve anti sosyal davranışlara eğilim olduğu gözlenmiştir. Stetler ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada şiddet suçlularında MAOA-uVNTRʼde daha düşük tekrar sayıları olduğu görülmüştür. Bu çalışmalar göstermiştir ki MAOAʼnın düşüklüğü, çevresel faktörler ile bir araya gelerek davranışlar üzerine etki etmektedir.

Görsel 4

Bazı çağdaş araştırmalarda MAOA geni varyantlarının şiddete bağlı olup olmadığını incelemiştir. Çoğunda MAOA ve antisosyal davranışlar arasında doğrudan, ana bir ilişki olmadığı ortaya konulmuştur. Bununla birlikte, düşük MAOA aktivite alellerinin zararlı çevresel koşulların varlığında şiddet ve saldırganlığı artırabileceğini gösteren etkileyici bir araştırma vardır. Caspi ve arkadaşları tarafından bir dönüm noktası çalışması yapılmıştır. Bir erkek denekte MAO-A, çocuklukta kötü muamele ve antisosyal fenotipler arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Sonuçlar, MAOA’nın antisosyal fenotipler üzerinde hiçbir ana etkisini göstermemiştir; ancak, ileri analizler MAOA’nın çocukken kötü muamele gören erkeklerde saldırganlık ve şiddet ile ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Bunun gibi bir çok mevcut kanıt MAOA geninin belki de aşırı şiddetle en tutarlı şekilde ilişkili olan tek gen olduğunu göstermektedir.

Bu bilgilerden bir sonuç çıkarmamız gerekirse genlerimiz bizi birer katile çevirmiyor olabilir fakat mutasyonlar ve bir takım çevresel etkiler ile birlikte agresiflik ve şiddet eğilimlerini etkileyerek aşırı yöne doğru tetikleyebilmektelerdir.

Görsel 5

Kaynaklar:

  1. Ahmet Can Kısa (2016) – “Araştırmalar Işığında Hukuk ve Genetik Üzerine Kısa Bir Analiz”
  2. Börte GÜRBÜZ ÖZGÜR, Hatice AKSU, Murat KARA (2017) – “Cinsel istismar olgularında monoamin oksidaz A enziminin gen polimorfizmi ve davranım bozukluğu gelişmesi ile arasındaki ilişkinin incelenmesi”, Anatolian Journal of Psychiatry; 18(6):536-542
  3. Christopher J. Ferguson, Kevin M. Beaver (2009) – “Natural born killers: The genetic origins of extreme violence”, Aggression and Violent Behavior 14 286-294
  4. C Marquez, GL Poirier, MI Cordero, MH Larsen, A Groner, J Marquis, PJ Magistretti, D Trono and C Sandi (2013) – “Peripuberty stress leads to abnormal aggression, altered amygdala and orbitofrontal reactivity and increased prefrontal MAOA gene expression”, Translational Psychiatry
  5. Doç. Dr. Burçin Aşkım GÜMÜŞ (2017) – “Savaşçı gen: Monoamin oksidaz A (MAO-A)”, Bilim ve Ütopya
  6. Duygu Onur CURA, Tufan ÇANKAYA (AĞUSTOS, 2017) – “Genetik faktörlerin şiddet davranışı üzerine etkisi” DEÜ TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ CİLT 31, SAYI 2, 97-102
  7. Ercan ABAY, Cengiz TUDLU (2000) – “Şiddet ve Agresyonun Nörobiyolojisi”, KLİNİK PSİKİYATRİ 3×21-26
  8. Giovanni Frazzetto , Giorgio Di Lorenzo , Valeria Carola , Luca Proietti , Ewa Sokolowska1 , Alberto Siracusan , Cornelius Gross, Alfonso Troisi (2007) – “Early Trauma and Increased Risk for Physical Aggression during Adulthood: The Moderating Role of MAOA Genotype”, PLoS ONE
  9. Joshua W. Buckholtz1, Andreas Meyer-Lindenberg (2008) – “MAOA and the neurogenetic architecture of human aggression“
  10. Natalie Weder, Bao Zhu Yang, Heather Douglas-Palumberi, Johari Massey, John H. Krystal, Joel Gelernter, and Joan Kaufman (2009) – “MAOA Genotype, Maltreatment, and Aggressive Behavior: The Changing Impact of Genotype at Varying Levels of Trauma”, BIOL PSYCHIATRY; 65×417– 424
  11. Yrd. Doç. Dr. Ümit TURAL, Prof. Dr. Emin ÖNDER (2001) – “Geri Dönüşümlü Monoamin Oksidaz-A İnhibitörleri (RIMA) Farmakolojisi”, KLİNİK PSİKİYATRİ; Ek 4×5-11

Görsel Kaynak: https://transitionofthoughts.com/2016/04/13/42-word-fiction-killer-atozchallenge/

Editör: Ecem Bolat

Ne düşünüyorsunuz?

82 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum