PLCG2 İlişkili Antikor Eksikliği ve Bağışıklık Düzensizliği

İçindekiler

Tanım

PLCG2 ilişkili antikor eksikliği ve bağışıklık düzensizliği, soğuk havaya karşı alerji tepkisi olarak harekete geçen, bağışıklık sistemi bozukluklarından biri olarak tanımlanabilir. Buna ek olarak, PLCG2 ilişkili antikor eksikliği ve bağışıklık düzensizliği (PLAID), farklı bağışıklık sistemi problemleride gözlenebilir. PLAID’li bireyler, özellikle soğuk ortam koşullarına maruz kaldığında vücutlarında belirli bölgelerde kırmızı ve kaşıntılı döküntüler meydana gelir. PLAID’de kurdeşen gelişimi, buharlaşmalı soğutmaya karşı oluşan bir tepkidir. Örneğin, nemli veya terli bir cilde serin bir esinti uygulanırsa kurdeşen oluşumu gözlemlenir. Soğuk koşul etmeninin PLAID’e sahip kişilerde alerjik tepkiye yol açmasına karşın bu kişiler, buz küpü gibi, soğuk bir nesneye dokunduklarında herhangi bir tepki göstermezler ki buz küpü testi soğuk alerji testi için kullanılan yaygın bir testtir. PLAID’li bireyler, soğuk yiyecekler yediklerinde boğazlarında yanma hissi meydana gelir ve ciltleri ısındığında daha önce oluşmuş olan kurdeşenler kaybolur. Ayrıca uzun süre soğuk koşullara maruz kalmak, bilinç kaybına ve “anafilaksi” olarak bilinen ciddi bir alerjik tepkiye neden olabilir.

PLAID, başka cilt problemlerine de neden olabilir. Bazı bireylerde doğumdan kısa süre sonra burun, kulak ve parmaklarının uç bölgelerinde kabarcıklı döküntüler oluşur. Oluşan bu döküntüler genellikle bebeklik döneminde kendiliğinden iyileşir. Fakat bazı nadir durumlarda oluşmuş olan bu döküntüler daha da kötüleşebilir.

Başta belirli bir süre içerisinde kendiliğinden iyileşen kızarıklıklar, bazen yaşamın ilerleyen dönemlerinde farklı bir döküntü türü olarak yeniden ortaya çıkabilir. Bu kızarıklık “granülom” olarak isimlendirilir ve bu granülomlar ciltte oluşmuş olan bazı lekeleri etkileyerek yayılmaya neden olabilir. PLAID’li bireylerin koltuk altı gibi vücudun sıcak olduğu bölgelerinde granülom oluşumu gözlemlenmez. PLAID’li birçok kişide bağışıklık sisteminin, yani vücudun savunma sisteminin, işlevinin azalmasından dolayı sık sık tekrarlayan enfeksiyonlar (soğuk algınlığı,kulak enfeksiyonu ve zatürre nöbetleri) görülür. Bu enfeksiyonlar, bağışıklık sisteminde önemli rol oynayan antikorlar ile ilişkilendirilebilir. Özellikle immünoglobulin M (IgM) veya immünoglobulin G (IgG) olarak adlandırılan önemli proteinlerin normal seviyesinden düşük olarak bulunması enfeksiyonlara karşı hassasiyeti arttırır. Antikorlar vücuda giren belirli yabancı parçacıklara ve mikroplara yapışarak, yok edilmeleri için işaretler. Bu nedenle PLAID’li bireylerde doğal öldürücü hücreler olarak isimlendirilen ve bağışıklık sisteminde rol oynayan hücrelerin sayısında da azalma gözlemlenebilir.

Bağışıklık sisteminde meydana gelen sorunlar sonucu vücudun kendi doku ve organlarına karşı saldırıya geçmesiyle otoimmün hastalıklar ortaya çıkabilir. PLAID ile ilişkili otoimmün hastalıklarda otoimmün tiroidit ve vitiligo görülebilir. Otoimmün tiroidit, boynun alt kısmında bulunan, “tiroid” olarak adlandırılan, kelebek şeklindeki bir hormon üreten bezin hasar görmesi sonucu oluşan bir otoimmün hastalıktır. Vitiligo ise, ciltte bulunan pigment hücrelerine karşı gerçekleştirilen saldırılar sonucu oluşur ve sonucunda cilt renginde düzensizlik meydana gelir.

PLAID‘li çoğu insanın kanında anormal antikorlar (otoantikor) yaygın olarak bulunur. Ayrıca antinükleer antikor (ANA) olarak da bilinen bu antikorlar, normal proteinlere bağlanır ve vücudun kendi dokularına karşı bağışıklık saldırısı oluşturmasını tetikleyebilir. Fakat anormal antikorlara sahip olan herkesin bir otoimmün hastalığa sahip olduğu çıkarımı yapılamaz.

Sıklık

PLCG2 ilişkili antikor eksikliği ve bağışıklık düzensizliği (PLAID), sıklığı bilinmeyen bir nadir hastalıktır. Tıp tarihinde etkilenen sadece bir kaç aile rapor edilmiştir.

Nedenler

Fosfolipaz C gama 2 (PLCγ2) olarak adlandırılan enzimin yapımı için emir veren PLCG2 geninde ortaya çıkan mutasyonlar PLAID’in oluşumuna neden olur. Bu enzim çoğunlukla bağışıklık sistemi hücrelerinde bulunur. PLCγ2 enzimi, yabancı istilacıları (bakteri,virüsler vb.) tanıyıp ve saldırarak enfeksiyon önlemede önemli rol oynar.

PLCG2 gen mutasyonları, genin DNA parçalarını siler. PLCγ2 enziminin etkinliğini kontrol eden gen bölgesinde meydana gelen bu değişim sonucunda enzim düzgün olarak çalışamaz. Örneğin, enzimin daha düşük sıcaklıklarda yalnızca ihtiyaç duyulduğunda etkinleştirilmesi gerekirken, bu değişim sonucu enzim sürekli etkin haldedir. Deri soğuk koşullara maruz bırakıldığında, PLCγ2 enziminin devreye girmesi ve bu anormal etkinliğin bağışıklık tepkisini tetiklemesi ile ciltte kurdeşen ve deri döküntülerin meydana geldiği düşünülmektedir. Araştırmacılara göre PLAID’li bireylerde benzer sistemlerin otoimmün hastalığın temelini oluşturup oluşturmadığı kesin olarak bilinmemekte. Araştırmacılar tarafından enzimin anormal etkinliği yalnızca küçük bir sıcaklık aralığında gerçekleştiri düşünülmektedir. Daha önce de bahsedildiği üzere, PLAID’li bireyler buz küpü testine tepki vermez. Bunun nedeni buz küpü gibi çok soğuk bir nesne ile doğrudan temasın, enzimin etkinleşmesi için fazla soğuk bir koşul oluşturmasıdır. Normal vücut sıcaklığında ise PLCγ2 enziminin etkinliğinde azalma olur. Bağışıklık hücrelerinde meydana gelen işlev bozukluğu, vücudun yabancı istilacılara karşı etkili bir şekilde savaşmasını engelleyerek sık sık tekrarlayan enfeksiyonlara sebep olur.

Kalıtım Modeli

PLAID, otozomal baskın olarak kalıtılır. Bu, her hücrede değiştirilmiş genin bir kopyasının bozukluğa neden olmak için yeterli olduğunu ifade etmektedir. Çoğu durumda hastalıktan etkilenen kişinin, yine hasta olan bir ebeveyni vardır.