in

Jacobsen Sendromu

Jacobsen Sendromu: Tanım, Sıklık, Nedenler, Kalıtım Modeli ve Diğer İsimler

İçindekiler

Tanım

Jacobsen sendromu, 11. kromozomda yer alan genetik materyalin delesyonu (kaybı) sonucu ortaya çıkmaktadır. Jacobsen sendromu, 11. kromozomun uzun (q) kolunun son bölümünde (terminus) görülen bu delesyon nedeniyle 11q terminal delesyon bozukluğu adıyla da bilinmektedir.

Bu sendromunun semptom ve bulguları oldukça farklılık göstermektedir. Vakaların çoğunda, konuşma ve motor becerilerinin (yürüme, ayakta durma ve oturma gibi) gelişmesi de dahil olmak üzere gecikmiş bir gelişim söz konusudur ve ayrıca öğrenme güçlüğü, bilişsel bozukluklara da sahiptirler. Kompulsif davranışlar (kağıt parçalamak gibi), düşük dikkat süresi ve dikkatin kolay dağılması gibi davranış sorunları rapor edilmiştir. Jacobsen Sendromlu çoğu bireye dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (DEHB) tanısı konmuştur. Bu sendrom ayrıca iletişim ve sosyalleşme becerilerinin bozulmasıyla karakterize olan otizm spektrum bozukluklarının görülme ihtimalinin artışıyla da ilişkilendirilmektedir.

Jacobsen sendromu ayrıca belirgin yüz özellikleri ile karakterize edilmektedir. Örneğin küçük ve düşük kulaklar, göz kapaklarının sarkık olduğu(pitoz) ve geniş gözler (hipertelorizm), gözün iç köşesini örten deri kırışıklıkları (epikantal kıvrımlar), geniş bir burun kemeri, ağzın aşağı doğru dönük kenarları, üst dudağın ince olması ve alt çenenin küçük olması gibi yüz özellikleri bulunmaktadır. Vakalar arasında çoğunlukla büyük bir kafa yapısına (makrosefali) ve alına sivri bir görüntü kazandıran trigonosefali adlı bir kafatası anomalisine rastlanmaktadır.

Bu sendromlu bireylerin yüzde 90’ından fazlasının Paris-Trousseau sendromu olarak adlandırılan bir kanama bozukluğu bulunmaktadır. Bu kanama bozukluğu ömür boyunca kolay morarma ve normal kanama riskine yol açmaktadır. Paris-Trousseau sendromu, kanın pıhtılaşması için gereken kan hücreleri olarak bilinen trombositlerde görülen bir bozukluktur.

Bu sendromunun başka özellikleri arasında kalp rahatsızlıkları, bebeklik çağında beslenmede güçlükler, boy kısalığı, sinüs enfeksiyonları, sık kulak ve iskelet anormallikleri bulunabilir. Bunların dışında da böbrekleri, sindirim sistemini ve genital organları da etkilemesi mümkündür. Jacobsen sendromlu bireylerin yaşam beklentisi bilinmemektedir bununla beraber yetişkinlik çağına kadar yaşayan vakalar görülmüştür.

Sıklık

Jacobsen sendromunun tahmini olarak görülme olasılığı 100.000 bebekten 1’dir. 200’den daha fazla etkilenmiş kişi rapor edilmiştir.

Nedenler

Jacobsen sendromu, 11. kromozomun uzun (q) kolunun ucundaki genetik materyalin delesyonu sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu delesyonun miktarı etkilenen bireyler arasında farklılık göstermekte olup çoğu bireyde 5 milyon ila 16 milyon DNA baz çifti (5 Mb ila 16 Mb olarak ifade edilir) eksiktir. Jacobsen sendromundan etkilenen bireylerin neredeyse tamamında 11. kromozomun ucunu içeren bir delesyon meydana gelir. Delesyonun boyutu, semptomların şiddeti üzerinde etkili olabilir. Daha büyük delesyonlar, daha küçük delesyonlara kıyasla daha şiddetli semptomlara ve belirtilere sebebiyet verme eğilimindedir.

Jacobsen sendromunun belirtileri muhtemelen 11. kromozom üzerindeki birçok genin kaybolmasıyla alakalıdır. Boyutuna göre, silinmiş bölge yaklaşık olarak 170 ila 340’tan fazla geni kapsayabilir. Bu genlerin birçoğu henüz karakterize edilememiştir. Bununla beraber, bu bölgede bulunan genlerin yüz hatları , beyin ve kalp gibi vücudun birçok bölgesinin gelişimini sağlaması açısından oldukça kritik olduğu bilinmektedir. Jacobsen sendromunun belirgin özelliklerine muhtemel katkıda bulunan sadece birkaç gen araştırılmıştır; araştırmacılar bu durumla ilişkili olabilecek ek genleri de saptayabilmek için çalışmalar yürütmektedir.

Kalıtım Modeli

Vakalarının çoğunluğu kalıtsal olmamaktadır. Üreme hücrelerinin (yumurta veya sperm) oluşması esnasında veya erken fetal gelişim esnasında rastlantısal bir durum olarak ortaya çıkan kromozomal bir delesyondan kaynaklanmaktadır. Hastalıktan etkilenen bireylerin ailelerinde tipik olarak hastalık öyküsü bulunmamaktadır fakat bu bireyler kromozom delesyonunu kendi çocuklarına geçirebilirler.

Jacobsen sendromu olan bireylerin yaklaşık yüzde 5 ila 10’u kromozom anormalliğinin etkilenmemiş bir ebeveynden kalıtım yoluyla geçtiğini belirtmektedir. Bu durumlarda ebeveyn, 11. kromozomda bulunan bir bölümün başka bir kromozomda yer alan bir bölümle yerini değiştirdiği dengeli translokasyon olarak adlandırılan bir kromozomal yeniden düzenlemeyi taşımaktadır. Dengeli gerçekleşen translokasyonda herhangi bir genetik materyal kaybedilmez veya kazanılmaz. Dengeli translokasyonlar sıklıkla herhangi bir sağlık sorununa yol açmaz; fakat bir nesilden diğerine geçerken dengesiz bir duruma dönüşebilirler.

Dengesiz bir translokasyonu kalıtımsal yolla edinen çocuklar, kromozomlarda bazı eksik ve ekstra genetik materyal barındıran bir yeniden düzenlemeye maruz kalabilirler. Jacobsen sendromlu kişilerin 11. kromozomda yer alan uzun kolun ucunda genetik materyal eksikliği ve diğer bir kromozomda fazladan genetik materyal bulunmaktadır. Bozukluğun karakteristik sağlık problemlerine yol açmasına bu kromozomal değişiklikler neden olmaktadır.

Bu Hastalığın Diğer İsimleri

  • 11q delesyon bozukluğu
  • 11q delesyon sendromu
  • 11q terminal delesyon bozukluğu
  • 11q- delesyon sendromu
  • 11q23 delesyon bozukluğu
  • Jacobsen trombositopenisi

Kaynak: https://medlineplus.gov/genetics/condition/jacobsen-syndrome/#synonyms

Görsel Kaynak: https://ojrd.biomedcentral.com/articles/10.1186/1750-1172-4-9

Editör: Selin Su GÜNDÜZ

Ne düşünüyorsunuz?

3 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir