in

EntellektüelEntellektüel ÇalışkanÇalışkan

Galen Kimdir?

Galen’in Hayatı ve Nicesi…

İçindekiler

Tanım

Galen, yaklaşık olarak 1500 yıl boyunca Batı ve Arap toplumlarına hükmeden bir tıp doktrinine, öğretisine, sahiptir. Eserinin yaklaşık olarak 20.000 sayfasının günümüze ulaşan Galen, Roma İmparatorluğu’nun en büyük doktoru ve diğer Antik Yunanlardan daha fazla kitap yazmış bir Yunandır. Onlarca yıl boyunca Roma İmparatorlarının kişisel doktorluğunu yaptı.

Kendinden önceki Yunan tıp araştırmacıların çalışmalarını geliştirmesine ek olarak kendi çalışmalarının sonuçlarını eklediği uzun ömürlü bir tıp doktrini oluşturdu. Galen’in anatomi, cerrahi, farmakoloji ve terapötik yöntemler alanlarında büyük bir uzmanlığı vardı. Felsefi eserlerinin birçoğu kaybolmuş olsa da felsefe ve tıp alanlarını birleştirmesiyle ünlüdür.

Tıbbi yazılarının salt çoğunluğunu nedeniyle onun hakkında diğer eski bilim insanlarına kıyasla daha çok bilgiye sahibiz.

Günümüzde Galen tarafından geliştirilen bazı uygulamalar kullanışlı olarak kabul edilirken diğer uygulamalar tehlikeli olarak kabul edilmektedir.

Galen’in İlk Yılları ve Eğitimi

Galen, M.S. 129 yılında Doğu Roma İmparatorluğu’nun zengin bir Yunan kenti olan Bergama’da hayata geldi. Günümüzde Bergama Türkiye’de bulunmaktadır. Kimi zaman insanlar onu tanımlamak için Bergamalı Galen ya da Claudius Galen adlarını kullanır.

Oldukça aktif bir entelektüel topluluğa sahip olan ve antik çağların en önemli şehirlerinden biri olan Bergama, Galen’in büyümesi için ideal bir yerdi. Kütüphanesi sadece İskenderiye Büyük Kütüphanesi tarafından düzeltildi.

Galen’in babası, Nikon, başarılı bir mimar ve matematikçiydi. Oğlu için son derece hırslı bir babaydı ve oğlunun Bergama’nın en büyük dahilerinden biri olmasını istiyordu. Oğlunun klasik Yunan alanları olan geometri, felsefe, mantık ve edebiyat alanlarında yüksek standartlarda eğitim görmesi için gereken her şeyi yaptı. Ayrıca oğluna okulda gördüğü herhangi bir düşünceyi düşüncesizce takip etmemeyi, kendisi için düşünmeyi ve her konuyu bireysel değerlerine göre yargılamayı öğretti.

O dönemdeki varlıklı her insan gibi Galen’in ailesi de günlük rutin işlerin yapılması için köleleri çalıştıran köle sahipleriydi.

Bir Yunan Tanrısı Müdahale Ediyor

Galen 16 yaşına geldiğinde hayatında olağanüstü bir şey oldu. Babası rüyasında Yunan tıp tanrısını Asklepis’un ona Galen’in tüm çabasını ilaca ve iyileştirmeye yönlendirmesi gerektiğini söylediğini gördü. Nikon tanrılara itaatsizlik edebilecek bir adam değildi bu yüzden Galen tıp okuyabilmek için mantık ve felsefe derslerini hemen bıraktı. Hayatının geri kalanı boyunca Galen ne zaman yardıma fazlasıyla ihtiyaç duysa Asklepius’un ona yardım ettiğine inanıyordu.

Zamanının büyük kısmını tıbbi işlerine ayırmış olsa da felsefe hakkında düşünmeye devam etti. En iyi doktorların felsefe ve tıbbı birbirine entegre etmiş olanlar olduğuna inanıyordu.

12 Yıl Süren Doktor Olma Serüveni

 Galen, yerel bir hastane/ sağlık tesisinde stajyer doktor oldu ve tanınmış bir doktor olan Satyrus’tan yaklaşık olarak dört yıl boyunca tıbbi yöntemleri öğrendi.

Babası Nikon öldü ve Galen’e büyük miktarda para bıraktı. Galen, neredeyse 20 yaşındayken, artık yeni şeyler denemenin zamanı geldiğine karar verdi. İlaç ve şifa alanındaki son teknikleri öğrenmek için Akdeniz’i dolaştı.

Seyahatini dört yıl boyunca eğitim aldığı büyük İskenderiye şehrindeki tıp fakültesinde sonlandırdı. Galen, fakültede öğrenebilecekleri dışında İskenderiye’deki hayatının neredeyse hiçbir yönünden hoşlanmıyordu.

Bergama’ya 28-29 yaşlarında geri döndü. Ebedi bir öğrenim hayatı tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Eğer Galen kadar zengin ve öğrenmekten zevk alıyorsanız her zaman öğrenecek daha fazla şey bulabilirsiniz.

Galen Profesyonel Bir Doktor Olur

Galen, Bergama’ya döndüğünde artık seçkin bir doktordu. Akdeniz’in dört bir yanından farklı antik tıp doktrinlerini öğrenebilmek için 12 yıl harcamıştı. Etkili etkisiz birçok teknik görmüştü ve sonrasında kendi yeteneklerini kullanarak bir dizi etkili teknikler geliştirdi.

Hatalarınızdan kaçamayacağınız bir alanda çalışmayı seçmişti. Bergama’nın Baş Rahibi Tapınağının gladyatörlerinin doktoru olarak göreve başladı. Galen’e göre bu görevde 4 yıl geçirmesi, onun tıp hakkında daha fazla şey öğrenmesini sağladı.

Diyet ve sağlık arasındaki ilişkisi yalnızca günümüzde olan yeni bir konu değil: Galen, gladyöterlerin sağlıklarının iyiliği için sağlıklı bir diyetin önemini belirtti.

Gladyatörlerin yaralarını, ona vücudun çeşitli bölümlerinin işlevini görmesine izin veren birer ‘pencere’ olarak gördü. Yaraları ve travmayı tedavi etmenin en etkili yollarını öğrendi ve ayrıcı iyi bir hijyenin ne kadar önemli olduğunu öğrendi. Gladyatörler arasındaki ölüm oranını önemli ölçüde azalmasını sağlayarak Baş rahibin hayranlığını kazandı.

M.S. 150 yılında Roma İmparatorluğu’nda insan vücudunun diksiyonunun yasa dışı hale getirildiğini düşündüğümüzde bu “pencereler”, Galen’in insan anatomisi konusunda tecrübesinin ilerlemesi için oldukça önemliydi.

Roma’ya Giden Yol

“Bütün yollar Roma’ya çıkar” diye ünlü bir söz vardır. Galen gibi oldukça yetenekli ve hırslı bir adamın Roma’ya kendi başına gitmesi kaçınılmazdı. M.S. 162 yılında, 33 yaşında, Galen Roma’ya geldi.

Yine de bu kalıcı bir konaklama olmadı. Tıbbi yöntemleri, kendisine son derece kızgın olan Roma’nın yerleşik doktorların yöntemleriyle çelişmişti. Galen onları şifa ve gerçekler yerinde sadece parayla ilgilenen hırsızlar olarak tanımladı.

Hayatından endişe duyan Galen, bu çelişki fırtınası durulana kadar yaklaşık 166 yıllarında Roma’dan Bergama’ya kaçtı.

Hayatı boyunca Galen, aynı fikirde olmadığı tıp alanın pratik yapmış birine nutuk atmaktan başka hiçbir şeyden daha fazla zevk duymadı. Öyle ki bu nutuklar yazılı çalışmalarının bir özelliği haline geldi.

Roma İmparatorlarının Kişisel Doktoru

Şehirden kaçmış olmasına rağmen şehrin en güçlü insanlarında olumlu izlenim bıraktı. M.S sonra 169 yılında Roma imparatoru Marcus Aurelius, o zamanlarda 40 yaşlarında olan Galen’i kişisel doktorluğunu yapmak üzere onu Bergama’dan geri çağırarak onu Roma’nın Germen kabileleriyle savaştığı kuzey cephesine götürdü.

İmparator Marcus Aurelius Galen’den şöyle bahseder:

“Doktorlar arasında ilk ve filozoflar arasında benzersiz”

Bir yılın sonunda Galen Roma’ya geri döndü ve M.S sonra 180 yılında imparator olan Marcus Aurelis’in oğlu, Commodus’un kişisel doktorluğunu yaptı. Galen, Commodus’un giderek artan megaloman hükümdarlığının sonucunda M.S 192 yılında öldürülmesine kadar ki olan tüm süreçte Commodus’un doktoru olarak görev yaptı. Commodus’un hükümdarlığı süresince Galen, Commodus’un tedavisiyle ilgilenmediği tüm zamanlarında ondan olabildiğince uzak durarak bir sürü yazı yazdı.

Galen’in, Roma’nın siyasi seçkinlerini açıkça etkilediği söylenebilir çünkü Septimius Severus, bir siyasi kargaşa döneminden sonra M.S. 193’te imparator olduğunda, 64 yaşındaki Galen, yeni imparatorun kişisel doktoru olarak görevine devam etti.

Tıp Ustası Galen

Galen’in bir derleyici, birleştirici ve eleştirmen olmasının yanı sıra o bir kaşifti.

Diğer insanların buluşlarının hakkını Galene vermemeye dikkat etmeliyiz. Galen üretken bir yazardı ve anlattıklarının çoğunu Hipokrat, Herophilos, Celsus, Alcmaeon, Praxagoras, Herophilos, Erasistratus ve Asklepiades gibi daha önceki Yunan doktorlarına borçluydu.

Galen, kitaplarında daha önceki doktorlardan adından bahsederek, onların tarihteki isimlerini korumaya yardımcı oldu. Günümüzde bu eski bilim insanları ve doktorların yaptığı bazı keşifleri Galen sayesinde öğrenmiş oluyoruz.

Daha önceki çalışmaları, kendi deneyleri ve pratik buluşlarıyla karşılaştırdı. Eğer bu karşılaştırma sonucunda yaptıkları çalışmaları onaylarsa onları kullanırdı; diğer taraftan onaylamazsa onları eleştirir ve onların yanlış olduklarını söylerdi.

Deney ve gözlemin gücüne kesin bir inancı vardı. Sadece kitaplarda bulduğu bilgilere hemen inanmayı yanlış buluyordu. Bilgileri kendi için doğrulaması gerekiyordu.

Galen’in Tıp Dünyasındaki 1500 yıllık Hakimiyeti

Galen, kendi ve diğer insanların keşiflerini kullanarak, 1500 yıl boyunca Avrupa ve Arap ülkelerinde tıbba egemen olan bir tıp doktrini oluşturdu. Arap ülkeleri ve İran’daki uygulayıcılar Galen’in çalışmalarının bazı yönleriyle ilgili sorunlar fark etseler de, hiç kimsenin yüzyıllardır tıpta bu kadar hakimiyeti olan bu durumu tamamen tersine çevirme yetkisi yok gibi görünüyordu.

 Avrupa’da, Roma’nın yıkılışı ortaçağın başlamasına sebep oldu. Tıp kendi karanlık çağına girdi ve tıbbi uygulamalar ilerleme kaydetmekten çok uzaktı, ta ki Rönesans ilerlemeye olan ilgiyi yeniden canlandırana kadar.

 Nihayet 1500’lerde ve 1600’lerde Andreas Vesalius ve William Harvey, Galen’in insan anatomisi ve kan dolaşımı anlayışındaki kusurları ortaya çıkardılar. Galen’in Doktrininin bu baltalanmasının sonrasında çalışmalarının diğer güvenilmez yönleri kademeli olarak ortaya çıkarıldı.

Bütün bunlara rağmen, Galen’in önerdiği yöntemlerden biri olan kal alma, 19.yüzyıl Avrupa’sında hala kullanılıyordu. 1852’de rahim kanserinden ölmekte olan Ada Lovelace’in tedavisinde bu kan alma yöntemi uygulandı. Tedavi, muhtemelen onu kanserin tek başına yapabileceğinden daha hızlı öldürdü.

Günümüzde, ilerlemeyi hafife aldığımızda, tıbbın yaklaşık olarak 1500 yılda bu kadar az ilerlediğini düşünmek şaşırtıcı. Sanki modern zamanlarda M.S. 500’ün teknolojisini birkaç değişiklikle kullanıyormuşuz gibi!

Kusurlu Anatomik Araştırma

Her ne kadar Galen yaralı gladyatörlerin tedavisi sırasında anatomi hakkında çok şey öğrense de Roma’nın insan diseksiyonu yasağı, anatomi bir araştırmanın hayvanlar üzerinde yapılması gerektiği anlamına geliyordu. Bu araştırmalarında Galen hem yaşayan hem de ölü olan Berberi maymunlarının ve domuzların diseksiyonunu yaptı.

Galen, anatomi hakkında bilgi edinmenin en etkili yolunun diseksiyon, parçalama, olduğuna inanıyordu. Hatalarından bazıları, insan bedenlerini inceleyemediği ve domuzlarda ve primatlarda bulduğu şeyin insanlara uygulandığı varsayımını yapmak zorunda kaldığı için ortaya çıktı. Geriye dönüp bakıldığında, bu varsayımı yapmakta yanıldığını biliyoruz.

Galenizm

Galen tıp alanında bu kadar etkili olması onun yöntemleri Galenizm kelimesiyle tanınmaya başladı. Galenizmi tamamen ve hatta kısmen tanımlamaya yaklaşabilmek için bile uzun bir kitap gerekli. Bunun yerine, Galenik tıbbın birkaç önemli noktasını listeleyebiliriz. Galenizmin bazı yönleri aslında Galen’in kendisi tarafından keşfedilmemiştir. Galen diğer bilim insanlarına da bu noktada haklarını vermiştir.

Galenizmin Başarılarından Bazı Örnekler

  • Hastanın nabzı dikkate alınarak hastalığın teşhisi,
  • Hastanın idrarının dikkate alınarak hastalığın teşhisi,
  • Kataraktların hastanın gözünden çıkarılması
  • Psikolojik rahatsızlıktan kaynaklanan fiziksel semptomların teşhisi,
  • İdrarın idrar kesesinde değil böbreklerde oluştuğunun kanıtı,
  • Arterlerin daha önce düşünüldüğü gibi gazlı hava yerine kan taşıdığının keşfi,
  • Optik sinir ve akustik sinir gibi 12 kraniyal sinirden 7’sinin tanımlanması,
  • İki tür kanın tanımlanması (parlak kırmızı ve koyu kırmızı.),
  • Kalbin dört kapağı olduğunu ve kanın sadece bir yönde akmasına izin verdiklerini keşfetmek.

Galenizmin Başarısızlıklarından Bazı Örnekler

  • Hastalıkların çürüyen hayvan ve bitki maddelerinden kaynaklanan kötü havadan kaynaklandığı inancı,
  • Damarlardaki koyu kanın karaciğerde vücut tarafından besin olarak tüketilmek üzere üretildiği inancı,
  • Parlak renkli arteryel kanın kalp tarafından vücuda ‘hayati ruhlar’ vermek için yapıldığı inancı,
  • Terapi olarak kan almanın rutin kullanımı,
  • Arterlerin, içinden kan ve havanın geçtiği ince kan damarları ile damarlara bağlı olduğu inancı,
  • Kalbin septumundaki mikroskobik gözeneklerin o organın sol ve sağ taraflarını birbirine bağladığı inancı,
  • Hipokrat salgı sisteminin kullanımı. Hipokrat, kara safra, kan, balgam ve sarı safranın mizahlarındaki dengesizliklerin hastalığa neden olduğunu düşünmekteydi.

 Galen, her bir salgı için bir tane olmak üzere dört huydan oluşan kendi katkısı ekledi:

  • Kara safrayı melankoliyle eşleştirdi, bu depresif ve umutsuz anlamına geliyordu.
  • Kanı, tutku ve iyimser anlamına gelen iyimserlikle eşleştirdi.
  • Balgamı, duygusuz ve ilgisiz anlamına gelen flegmatikle eşleştirdi.
  • Sarı safrayı, çabuk öfkelenen ve inatçı anlamına gelen kolerikle eşleştirdi.

Son

Galen’in ölümünün detayları belirsiz. Modern bilim adamları onun M.S. 216 yılında, yaklaşık olarak 86-87 yaşlarında Roma’da öldüğüne inanıyorlar.

Kaynak: https://www.famousscientists.org/galen/ 

Görsel Kaynak: https://litobozrenie.com/2019/10/zhak-le-goff-nikolya-trjuon-istoriya-tela-v-srednie-veka-chast-v/

Editör: Yasemin CANKAT

Ne düşünüyorsunuz?

5 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir