in

Baş ve Boyun Kanserleri’nin Yan Etkileri Nasıl Yönetilir?

Baş ve Boyun Kanserleri’nin Yan Etkileri ve Bu Yan Etkileri Yönetmek

İçindekiler

Tanım

Baş ve Boyun Kanserleri, gerek fiziksel açıdan gerek duygusal açıdan gerekse mental açıdan oldukça zorluk ihtiva eden bir kanser türüdür. Baş ve Boyun Kanserleri’nin iyileşme süresi de oldukça uzun bir zaman almaktadır. Baş ve Boyun Kanserleri’nin yan etkileri geçici, uzun süreli ya da kalıcı olabilmektedir. Bu yüzden bu kanser sürekli olarak kontrol altında tutulması ve tedavi edilmesi lazımdır. Daha fazla bilgi ve destek için ise Tedavi Uzman Ekibi ile görüşülmesi gerekmektedir.

Sık Gözlemlenen Yan Etkiler Nelerdir?

Ağız Problemleri Nedir?

Birtakım Baş ve Boyun Kanser Tedavileri ağız yaralanmalarına, ülserlere ve tükürük bezlerinin değişimine neden olabilmektedir. Bu sorunlar, sindirimi olumsuz yönde tetikler fakat bu sorunları kontrol altına almanın yolları vardır.

Ağız Yaraları ve Ülserler Nedir?

Kemoterapi ve Radyoterapiden sonra bireylerde en sık gözlemlenen yan etkilerden birisi de ağız yaraları ve ülserlerdir. Bu durum oral mukozit olarak da isimlendirilmektedir. Meydana gelen bu yaralar ağızda var olan yumuşak dokularda oluşmaktadır ve yine bu yaralar yemek yemeyi, yutkunmayı ve konuşmayı zorlaştırmaktadır. Fakat yaralar tedavi edilirse geçici hale gelmektedir. İlgili doktor yeme-içme zorluğuna, yutkunmaya ve konuşma zorluğuna karşı hastaya ilaç tedavisi uygulayabilmektedir.

Yeme-içme zorluğuna karşı hasta bireye Diyetisyen, daha yumuşak yiyecekler ve besleyici sıvılar önerebilmektedir. Eğer ki iyi beslenme ve yeterli düzeyde gıda takviyesi sağlanamıyorsa hastaya tedavi ve iyileşme sırasında besleyici tüp takılmaktadır.

Ağız Kuruluğu ve Tükürük Değişiklikleri Nedir?

Baş ve boyun bölgesine uygulanan Cerrahi Ameliyat ve Radyoterapi, tükürük bezlerini etkilemektedir. Tedavi sonrasında ağızdaki tükürük miktarı azalabilir, daha yapışkan bir hale gelebilir ve kalınlaşabilir. Bu gibi durumlar Kserostomi olarak bilinmektedir ve uzun ömürlüdür.

Kserostomi çiğnemeyi, yutkunmayı ve konuşmayı daha zor bir hale getirebilmektedir. Ağız kuruluğu, diş temizliğinin ve ağız temizliğinin önüne geçmektedir bu da diş çürüme riskini daha da arttırmaktadır.

Tat, Koku ve İştah Değişiklikleri Nedir?

Baş ve Boyun Kanserleri’nin aldıkları tedavi sonrasında tat almada, koku duymada ve iştahlarında değişiklikler mevcut olabilmektedir.

Burun boşluğuna yapılan ameliyat sonrasında, burunda koku alma yetisi kaybedilebilir bunun yanı sıra tat alma duyusu da bu durumdan ziyadesi ile etkilenmektedir. Hastada eğer Larenjektomi varsa burnundan havayı soluyamaz hale gelmektedir. Ağız Ameliyatları da iştah değişikliklerine yol açmaktadır.

Bazı tedaviler, tükürük bezlerinin çalışma şeklini değiştirmektedir. Yiyeceklerin lezzetini etkilemektedir. Yiyecekler acı veya metalik tada sahip olabilmektedir ya da eskisi kadar fazla tada sahip olmayabilmektedir.

Vücudun kilosunu koruyabilmek, düzenli beslenmeyi sağlayabilmek için iyi ve sağlıklı beslenme oldukça önem ihtiva eden koşuldur. Tat alma duyusunun çoğu kaybedilmişse ya da tamamen kaybedilmiş bir haldeyse tat alabilmek için alternatif arayışı içerisinde olunabilir.

Tat ve koku almanın normal işleyişine geri dönmesi, birkaç ayı bulmaktadır ve bu süre zarfında hasta bireyin iştahı etkilenmektedir. Ancak tat ve kokunun kalıcı olarak geri dönmeme durumları da maalesef söz konusudur.

Yutma Güçlüğü Nedir?

Çiğneme ve yutma durumlarında dudaklar, dişler, dil ve ağızdaki, çene ve boğazdaki kasların birlikte çalışmasını içermektedir. Baş Boyun Kanseri olan birçok kişi tedaviden önce, tedavi sırasında veya sonrasında yutma güçlüğü olan disfaji çekmektedir. Bunun nedeni, kanser veya tedaviler olabilmektedir ve kısa ya da uzun vadeli olabilmektedir.

Yutkunabilmek, yeterince yemek yemek ve içmeyi sağlayabilmek için önem ihtiva etmektedir. Yutmanın zor olduğuna dair işaretler şunlardır:

  1. Çiğnemek ve yutkunmak daha zorlu bir hale gelebilir,
  2. Yemek yemek daha uzun sürebilir,
  3. Yemek yerken öksürmeler veya boğulmalar oluşabilir,
  4. Boğaza yemek yapışması ya da
  5. Yutkunma sırasında yemek yapışması.

Yutma Güçlüğüne Neden Olabilecek Tedaviler Nelerdir?

  • Çene, Ağız veya Boğaz Bölgelerine Ameliyat: Bu, doku çıkarıldığında, yeniden inşa edildiğinde veya ameliyatın ağız kuruluğuna neden olduğu için çiğnemeyi ve yutmayı zorlaştırmaktadır.
  • Larinks veya Farenks Cerrahisi: Larinks veya Farenks Ameliyatı, yiyeceklerin akciğerlere yanlış şekilde inmesine neden olabilmektedir. Bu durum, Aspirasyon olarak da isimlendirilmektedir ve belirtileri ise yutma sırasında ya da sonrasında öksürük, yemek sırasında veya sonrasında artan nefes darlığı ve tekrarlayan göğüs enfeksiyonlarını içermektedir.
  • Radyasyon Tedavisi: Ağız kuruluğuna, ağrıya ve yutmada kullanılan kas ve sinirlerin gücünde değişikliklere neden olmaktadır. Radyasyon Tedavisi ile aynı anda Kemoterapi alınırsa bu etkiler daha kötüye gidebilmektedir.

Yutma Testi Nedir?

Yutkunma esnasında ne olduğuna bakmak için tedavi öncesi ve sonrası test yaptırılabilir. Uzman Hekim, yiyeceklerin ve sıvıların doğru şekilde gidip gitmediğini kontrol etmek için Videofloroskopik Kırlangıç Çalışması veya Değiştirilmiş Baryum Kırlangıç Çalışması olarak bilinen film tipi bir x-ışını tekniklerinden yararlanmaktadır.

Beslenme Tüpü Nasıl Kullanılır?

Cerrahi Müdahale veya Radyasyon Tedavisi’nden sonra, yemek yemeyi ve yutmayı rahatsız edici veya zor olmaktadır. Boğaz kısmı iyileşirken ihtiyaç halinde gerekli olan beslenmeyi sağlayabilmek için bir besleme tüpü kullanılabilmektedir.

Bu tüp genellikle bir burun deliği, daha sonra boğazdan aşağı ve özofagustan mideye yerleştirilmektedir ve geçicidir. Ancak karın bölgesinden bir açıklıktan mideye yerleştirilerek bazen uzun süreli veya kalıcı olabilmektedir.

Kullanılan bu beslenme tüpleri, bireylerin kilosunu ve enerjilerini korumada yardımcı olmaktadır. Tedavi esnasında kilo kaybının önüne geçmek, yeterli beslenme ve sıvıya sahip olabilmek son derece önem ihtiva etmektedir. Tedavide kullanılan ilaçları hastalar yutamıyorsa bu ilaçları bir Doktor, Hemşire veya Eczacıya danışarak beslenme tüpü ile alınabileceğine dair bilgiler edinebilir.

İlgili Sağlık Ekibi, tüpün olası tıkanması ve sızmasını önlemek maksadıyla hasta bireylere nasıl kullanılacağını göstermektedir. Ayrıca tüpün ne zaman değişmesi gerektiği ile ilgili bilgileri yine hasta bireylere Uzman Sağlık Ekibi bildirecektir. Tüpün düşmesi durumunda ise sağlık ekibi ile iletişime geçilmesi gerektiği de unutulmamalıdır.

Hasta bireylerin zorunda kalarak taktırdıkları bu beslenme tüpü, hayatlarında birçok değişikliği ve sorunu beraberinde getirmektedir. Beslenme tüpüne alışmak ve hastanın bu duruma kendisini entegre etmesi zaman alan bir süreçtir. Diyetisyen ve Hemşire ile görüşerek yardım alınabilir. Ayrıca bir Psikolog ve Danışmandan da duygusal destek alınarak bu süreci daha sağlıklı atlatabilmek adına görüşülebilir.

Yutma/Yutkunma Zorlaştığında Yemek Nasıl Yenir?

  • Rahatsızlığı veya yiyeceklerin aspirasyonunu inmesini azaltmaya yardımcı olmak için çiğneme ve yutma durumlarını değiştirmenin yolları için bir Konuşma Uzmanı’na görünmek gerekmektedir. Ayrıca yutma egzersizlerini, bireyin duruşunu değiştirmenin yollarını ve yutmayı kolaylaştırmak için yiyeceklerin kıvamını nasıl ayarlayacağını gösterebilmektedirler.
  • Yutma kaslarının normal işleyişi ve çalışması için, yeme içmeye devam edilmelidir. Bunu yapmak uzun süreli yutma problemini azaltabilir.
  • Uzman Hekimden bu durumun önüne geçen ilaçlar önermesini istenebilir.
  • Yeterli düzeyde beslenme ve sıvı takviyesi için bir Diyetisyen ile görüşme ayarlanabilir.

Konuşma Değişiklikleri Nelerdir?

Baş ve Boyun Kanseri hastaları, gördükleri Cerrahi ve Radyoterapiden sonra konuşmalarında değişiklikler meydana gelmektedir. Bunun nedeni ise, şişme ve tahriş gibi meydana gelen yan etkilerden sonra trakeostomi veya larenjektomiden veya diğer yapıların çıkarılmasından kaynaklanıyor olabilmektedir.

Konuşma Değişiklikleri Nasıl Yönetilmektedir?

  • Tekrar eskisi gibi konuşmak oldukça zor olacaktır çünkü zaman ve pratik isteyecektir. Bu süre zarfında hastalar sinirli, öfkeli, kızgın ve sabırsız olabilmektedirler. Yeni sese alışmak durumunda olabilirler.
  • İletişim kurmak için sözel olmayan yollar denenebilir örneğin jest, nokta, başını sallama, gülümseme, ağız kelimeleri, bir şeyler yazmak veya insanları aramak için bir zil çalmak gibi alternatifler kullanılabilir.
  • Not yazmak veya mesaj yazmak için söylenmesi gereken şeyleri bir mesaj halinde cep telefonu, tablet ya da dizüstü bilgisayar da kullanılabilir.
  • Bunun üstesinden gelmek ve konuşma zorluğunu daha sağlıklı atlatabilmek için bir Psikologdan ya da Danışmandan destek alınabilir.

Solunum Değişiklikleri Nedir?

Baş ve Boyun Kanseri Tedavisi gören bazı kişilerin, trakeostomiye ihtiyacı vardır. Bu, boynun önünde oluşturulan alternatif bir hava yoludur ve böylece serbestçe nefes almaya devam edebilmektedirler.

Trakeostomi Nasıl Yaptırılır?

Trakeostomi, mevcut olduğu durumlarda alt boyuna küçük bir kesik atılarak nefes borusuna bir tüp yerleştirilmektedir. Ağız ve boğaz şiştiği zamanlar da gerek ameliyat esnasında gerekse sonrasında kullanılmaktadır. Şişlik azaldığı zaman ise en geç bir hafta içerisinde tüp çıkarılmaktadır. Bazı durumlarda ise trakeostomi daha uzun süreli olabilmektedir hatta Radyasyon Tedavisi’nde gerekli olabilmektedir ancak bu durumlar oldukça nadir gelişmektedir.

Trakeostomi teşhisi hastayı ürkütebilir. Hastalar, Sağlık Ekibi ile teşhis konulduğu ilk zamanlarda konuşamayabilirler ve hatta çekingen olabilirler fakat Uzman Sağlık Ekibi hasta bireye, trakeostomiye dair en ince detayına kadar bilgilendirme yapmaktadırlar.

Trakeostomi tüpü çıkarıldıktan sonra, tüpün çıkarıldığı delik birkaç gün içerisinde kapanır ve bu süre zarfında konuşmada ve nefes almada güçlükler yaşanabilmektedir fakat bu durumlar geçici olmaktadır.

Larenjektomi Nasıl Yaptırılır?

Total larenjektomi mevcut olunduğu durumlarda, ameliyat sırasında alt boyunda kalıcı bir stoma veya solunum deliği meydana gelecektir. Kalıcı bir stoma ihtiyaç olunduğu takdirde, Konuşma Uzmanı ve Hemşireler hasta bireye detaylı bilgi sunacaklardır.

Gırtlak alındığında, konuşmanın farklı yolları mevcuttur:

  • Sesli Protez Konuşması: Uzman Cerrah, nefes borusuna ve özofagus arasında bir açıklık oluşturur. Buna, Trakeo-Özofageal Fistül veya Delinme olarak isimlendirilmektedir. Nefes borusundan özofagusa, hava yönlendirmek için küçük bir ses protezi veya valf yerleştirilmektedir. Bu alçak gırtlaklı bir sesle net bir şekilde konuşmayı meydana getirecektir.
  • Mekanik Konuşma: Mekanik bir ses oluşturabilmek için pille güçlendirilmiş bir cihaz olan Elektrolarenks kullanılmaktadır. Cihaz, boyuna veya yanağa tutularak ağzın içine yerleştirilmektedir. Titreşimli bir ses oluşturabilmek için cihazdaki bir düğmeye basılı tutmak gerekmektedir.
  • Özofagus Konuşması: Bu konuşma tekniğinde, hava yutularak özofagusdan yukarı doğru zorlayarak bir ses perdesi oluşturulmaktadır. Bu teknik oldukça zor olduğu için bir eğitim vasıtasıyla gerçekleştirilmesi daha uygun olacaktır.

Trakeostomi veya Stoma ile Yaşamak Nasıldır?

Trakeostomi ve stoma oluşması, bireylerin yaşantısını oldukça değiştirmektedir ayrıca zaman alan süreçlerdir. Bunun yönetimi vardır ve şu şekildedir:

  • Tüp veya Stoma Bakımı: Bu ikisinin bakımı ve nasıl temizlendiğine dair detaylı olarak gösterilmektedir.
  • Kuru Hava İle Başa Çıkm: Burundan ve ağızdan geçmeyen hava, daha kuru olmaktadır. Bu yüzden hava nemlenir ve ısınır. Nemlenen ve ısınan hava sonucunda trakeostomi tüpünden veya stomadan çıkan tahrişe, öksürüğe ve ekstra mukusu tetiklemektedir.
  • Yüzme ve Banyo: Banyoda duş alırken suyun nefes borusuna kaçmasını önlemek için özel stoma kapakçıkları kullanılmaktadır. Eğer larenjektomi stomu mevcut ise yüzme pek önerilmez.

Diğer Fiziksel Değişiklikler Nelerdir?

  • Kilo Kaybı: Tedavi esnasında kilo kaybı gayet normal bir durumdur, fakat tekrardan kilo almak oldukça zordur.
  • Beslenme Tüpü: Beslenme tüpünü kullanan ya da trakeostomi tüpü kullanan hastalar daha bilinçli olabilmektedirler.
  • Yara İzleri: Cerrahlar, boyundaki veya yüzdeki cilt kırışıklıklarındaki izleri gizlemeye ve yara izlerini kapatmaya çalışmaktadırlar. Radyoterapiden dolayı oluşan yaralar, deride renk veya doku değişikliğine neden olabilmektedir.
  • Yüz: Bazı durumlarda kanser kaldırma, çene, burun, kulak veya deri, göz veya bir kısmını çıkarması anlamına gelebilmektedir. Bazı insanlar, vücudun başka bir bölümünden doku kullanarak Rekonstrüktif Cerrahi geçirirken, diğerleri proteze maruz kalmaktadır.
  • Çene ve Dişler: Bazı kanser vakalarında ilgili Cerrah, çeneyi kesip tekrar yapılandırmaktadır. Çenede ve dudakta bir yara izi oluşur ve bu bir süre fark edilebilmektedir.
  • Ödem: Cerrahi Müdahale ve Radyoterapi sonrası, lenf düğümleri zarar görebilmektedir ve bu baş ve boyunda ödemler oluşturur buna da Lenfödem denmektedir.

Hasta bireylere tavsiye olarak bu gibi değişikliklere alışmak için zaman önerilmektedir yani zamanla bu durumu kabullenmeleri beklenmektedir. Aile üyeleri, arkadaş çevresi, Sosyal Hizmet Uzmanı, Meslek Terapisti veya Psikolog gibi biriyle hastaların kendilerini nasıl hissettiğiyle alakalı görüşmeler ve konuşmalar da yapmaları önerilmektedir.

Cinsellik ve Samimiyet Üzerindeki Etkisi Nasıldır?

Baş ve Boyun Kanserleri, cinselliği ve cinsel gücü duygusal ve fiziksel anlamda etkilemektedir. Düşük libido olarak adlandırılan cinsel isteksizlik mevcuttur. Tedavi sonrası beraberinde gelen yorgunluk ardından kanser geri gelecek mi endişesi bireylerin cinselliğe olan şevklerini kırabilmektedir. Buna ilaveten bireylerin görünüşleri de yine cinsel isteksizliğe neden olabilmektedir.

Baş ve Boyun Kanseri tedavi sonrasında ağız kuruluğu, ağız kokusu, kalın ve yapışkan tükürük, zayıf dil ve dudak hareketi, yüz felci, yara izleri veya sert boyun ve çene gibi yan etkiler oluşabilmektedir.

Cerrahi Müdahale sonrası ağızda hissizlik meydana gelebilir. Oluşan bu hissizlik öpüşmenin vermiş olduğu haz ve zevki olumsuz yönde etkilemektedir ancak bu hissizliğin 12-18 ay içerisinde giderilip dudağın normal işleyişine geri dönmesi beklenir.

Baş ve Boyun Kanseri eğer HPV ile ilişkili olduğu bilinirse hasta birey partneri ile seks yapmaktan korkabilir, endişe duyabilir ve geri durabilir. Bu durum hasta bireyin doktoruna bildirmesi önerilmektedir.

Bazı bireyler duygularını ifade ederken sarılma, el ele tutuşma veya yanaktan yanağa dokunma gibi argümanlar ile ifade etmeyi tercih etmektedir. Kanser, cinsel değişikliği de tetiklediği için hasta birey ve partneri daha farklı cinsel arzular ve yollar bulmaları önerilebilir hatta bunun için bir Psikologtan ve Cinsel Sağlık Uzmanlarından tavsiyeler alınabilir.

Görme Değişiklikleri Nedir?

Oluşan kanser eğer gözün yuvasındaysa Orbital Ekzenterasyon olarak isimlendirilen cerrahi bir operasyon ile gözü yerinden çıkarmak mecburiyetinde kalınabilir. Boş göz yuvası, vücudun başka bir yerinden bir doku küresi ile değiştirme durumunda kalınabilir. Böylelikle de göz yuvasının yapısı korunmuş olur. Daha sonra kalan kısımların korunması için yapay göz kullanılabilir. Göz, göz yuvasının yeni doku üzerine oturan büyük bir kontakt lens görünümü gibi gözükmektedir.

İşitme Kaybı Nedir?

İşitme sorunları ya da problemleri, Baş ve Boyun Kanseri’nin tedavisi sonrası oluşabilmektedir. Kemoterapi için kullanılan bazı ilaçlar buna sebep olmaktadır. Bunun ilk belirdiği nokta, kulak çınlamasıdır. Eğer kulak çınlıyorsa doktora gözükülmesi önerilmektedir.

Radyoterapi, kulağın iç yapısına zarar vermektedir ayrıca kulak zarının arkasına sıvı birikimine de neden olarak işitme kaybına yol açmaktadır. Daha çok Nazofarengeal Kanser için baş ve boyun kısmına yapılan Cerrahi Müdahaleler sonucunda, geçici ya da kalıcı işitme sorunları oluşabilmektedir.

Lenfödem Nedir?

Lenf düğümleri, Cerrahi Operasyon ya da Diseksiyon sonucu çıkarılmışsa veyahut Radyoterapi sonucu hasar görmüşse lenf sıvılarının boşalması önlenerek lenf sıvılarının birikimine neden olmaktadır. Biriken sıvı boyunda, yüzde ve boğazda şişmelere neden olmaktadır. Lenfödem geçici ya da kalıcı olabilir ve bireylerin görünümünü de değiştirmektedir.

Cerrahi Müdahale ile çıkarılmış ya da Radyoterapi sonunda çok fazla lenf düğümleri hasar görmüşse ya da çıkarılmış kişiler daha fazla risk altındadır. Eğer erken tedavi edilirse lenfödemin kontrolü daha kolay olabilmektedir.

Kanser Tedavisi Sonrası Yaşam Nasıldır?

Tedavi sonrası için hasta bireyleri gözlemleme devam eder nitekim kanser geri gelebilir, kanserin yayılma durumu, yan etkilerin kontrolü gibi durumlardan dolayı doktor gözlemi devam etmektedir. Kan testleri ve görüntüleme taramalarının haricinde baş ve boyun kısmını fiziksel ve görsel olarak da muayenesi mümkündür. Ortalama bir 5 yıl bu kontrol muayeneleri sürmektedir.

Bunun dışında Konuşma Uzmanı, Diyetiysen, Fizyoterapist, Danışman, Psikolog ve hatta Cinsel Sağlık Uzmanları’ndan da destek alınabilir. Ayrıca Diş Hekimi de hastaya kontrol muayeneleri yapmak isteyecektir. Tedavi sonrası için bazı hasta bireylerde kanser nüks etmektedir. Nüks eden kanser, Baş ve Boyun Kanseri de olabilir ya da metastatik (sekonder kanser) kanser de olabilir. Hasta bireylere sunulan tedavi seçenekleri değişkenlik gösterecektir. Ardından hasta bireyler uzman multidisipliner bir ekip tarafıdan kontrol altına alınır.

Kaynak: https://www.cancervic.org.au/cancer-information/types-of-cancer/head-neck-cancers/recovery-head-neck.html

Görsel Kaynak: http://laralynmcwilliams.com/head-and-neck-cancer-awareness-month/

Editör: Elif Berfin KORGAN

Ne düşünüyorsunuz?

11 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir