in

Baş ve Boyun Kanserleri Nasıl Tedavi Edilir?

Baş ve Boyun Kanserleri’nin Tedavisi: Ameliyat, Işın Tedavisi, Kemoterapi ve Diğer İlaç Tedavileri

İçindekiler

Tanım

Baş ve Boyun Kanserleri, temel olarak Ameliyat, Işın Tedavisi ve Kemoterapi ile tedavi edilir. Bu tedaviler, tek başına veya birlikte uygulanabilir. Uygulanacak olan tedavi, şunlara bağlı olarak belirlenir:

  1. Tümörün türü, boyutu ve yeri
  2. Bireyin yaşı, hastalık öyküsü ve genel sağlığı
  3. Kanserin yayılıp yayılmadığı, yayıldıysa ne kadar yayıldığı
  4. Görülen belirtiler ve yan etkiler

Tedaviye Hazırlık Nasıldır?

Tedavi sırasında (özellikle de Işın Tedavisi’nde) hastanın ağzı, diş etleri veya dişleri, kötü etkilenebilir. Tedavi başlamadan önce yapılması gerekenler şunlardır:

  1. Diş Doktoru’na veya Ağız Sağlığı Uzmanı’na Görünülmelidir: Kapsamlı bir genel sağlık kontrolü yapılmalıdır ve buna uygun olarak ağız bakımı planlanmalıdır. Bu plan ile tedavinin öncesinde, başlangıcında ve bitişinde hastanın dişlerine uygulanacak işlemler ve hastanın, dişlerine nasıl bir bakım uygulanması gerektiği belirlenir. Işın Tedavisi’nden olumsuz etkilenebileceği düşünülen sıkıntılı dişler, Kanser Ameliyatı’nda veya Işın Tedavisi’nden önce çekilebilir.
  2. Egzersiz Programına Başlanmalıdır: Egzersiz sayesinde kişi, iyileşme süreci için gerekli olan fiziksel gücü kazanır.
  3. Ameliyattan Önce Sigara Bırakılmalıdır: Sigara içen bir hasta, sigara içmeyen hastalar kadar tedaviye iyi yanıt veremeyebilir. Ayrıca sigara kullanımı, var olan yan etkileri kötüleştirebilir ve yeni bir birincil kanserin ortaya çıkma riskini artırır. Sigarayı bırakmak için uzmanlardan yardım alınabilir.

Baş ve Boyun Kanseri’nin Türüne Göre Tedavi Seçenekleri Nelerdir?

Ağız Kanseri

Tedavi yöntemi genellikle ameliyattır. Ameliyattan sonra, sadece Işın Tedavisi veya Işın Tedavisi ile Kemoterapi (Kemoradyoterapi) uygulanabilir.

Yutak Kanseri

Kanserin üst, orta veya alt yutakta bulunmasına göre tedavi belirlenir.  Tedavi için Ameliyat, Işın Tedavisi veya Kemoterapi gerekebilir. Ayrıca bunlardan ikisinin veya üçünün beraber uygulanacağı bir tedavi planı da izlenebilir.

Gırtlak Kanseri

Erken Evre Gırtlak Kanseri, Ameliyat veya Işın ile tedavi edilebilir.

İleri Evre Gırtlak Kanseri’nde bazen önce Ameliyat yapılır. Ameliyattan sonra ise kanserin nüksetme olasılığını azaltmak için genellikle Kemoterapi ile veya tek başına Işın Tedavisi uygulanır.

Kanser, Işın Tedavisinde tam olarak yok olmazsa veya tedaviden sonra tekrar ortaya çıkarsa ameliyat önerilebilir.

Tükürük Bezi Kanseri

Genellikle Ameliyat uygulanır. Bu sırada bazı lenf düğümleri de alınabilir.

Ameliyattan sonra Işın Tedavisi, tek başına veya Kemoterapi ile uygulanabilir.

Nazal veya Paranazal Sinüs Kanseri

Temel tedavi yöntemi, Ameliyattır. Ameliyat sırasında bazı lenf düğümleri de alınabilir. Ameliyattan sonra Işın Tedavisi de uygulanabilir.

Ameliyat Nasıldır?

Ameliyat ile kanserli dokular alınmasıyla nefes alıp verme, yutma, konuşma gibi başın ve boynun önemli işlevlerinin korunması amaçlanır.

Aşağıda çeşitli Baş ve Boyun Kanserleri için uygulanan ameliyat yöntemleri belirtilmiştir. Ameliyat, küçük çaplı ise hasta genellikle çabuk iyileşir ve az sayıda uzun vadeli yan etkilere maruz kalır. Daha ileri seviyedeki kanserlerde ise ameliyat, 12 saat veya daha uzun sürebilir. Bu tür ameliyatlardan sonra çoğunlukla daha uzun süren veya kalıcı yan etkiler görülmektedir.

Lenf Düğümlerinin Alınması

Baş ve Boyun Kanseri, hastanın boynundaki lenf düğümlerine kadar yayılmışsa veya yayılma ihtimali varsa bazı lenf düğümlerinin çıkarılması olasıdır. Bu ameliyat, “Boyun Siseksiyonu” veya “Lenfadenektomi” olarak adlandırılır.

Lenf düğümleri çoğunlukla boynun tek bir tarafından alınır fakat iki taraftan da düğümlerin alınmasını gerektiren durumlar olabilir. Boyun Diseksiyonu, Işın Tedavisi’nin uygulandığı birincil kanserlerde tek başına uygulanabilir veya daha uzun sürecek bir Baş-Boyun Kanseri Ameliyatı’nın bir aşaması da olabilir. Lenf düğümlerinin alınmasının ardından hastanın boynunun ve omuzlarının hareketi ve görüntüsü değişebilir.

Ameliyat Nasıl Yapılır?

Baş ve Boyun Kanserleri’nde kanserli dokuların çıkarılması için çeşitli yöntemler uygulanır. Her yöntemin belirli durumlarda avantajı vardır. Doktor, hastanın durumuna göre en uygun yöntemi tavsiye edecektir. Bu yöntemler, şunlar olabilir:

  • Endoskopik Cerrahi: Burundan ve ağızdan teleskop ve mikroskop geçirilerek kanserli dokular çıkarılır.
  • Transoral Robotik Cerrahi (TORC): Özel robotik kollar kullanılarak ilgili bölgeye ulaşılmasıdır. Bu cerrahide normal ameliyat aletleri kullanılabileceği gibi lazerli veya robotik teknoloji ürünü olan özel aletlerden de faydalanılabilir.
  • Açık Cerrahi: Tümöre ulaşılması ve tümörün çıkarılması için boyunda veya yüzde kesiklerin açılmasına dayanır. Büyük boyuttaki kanserler ve ulaşılması zor yerlerde bulunan kanserler için kullanılmaktadır. Üst ve alt çene kemiklerinin veya kafatasının bir kısmının çıkarılması da gerekebilir.

Endoskopik ve Transoral Robotik Cerrahiler’de nispeten az yara izi oluşur. Kişinin hastanede kalış süresi kısadır. Hasta, daha çabuk iyileşir. Diğer taraftan Açık Cerrahi, birçok açıdan daha iyi bir yöntem olabilir.

Açık Cerrahi’den sonra yeme, konuşma, nefes alma gibi işlevlerdeki bozuklukların düzeltilmesi veya vücut görünüşünün daha da güzelleştirilmesi için Rekonstrüktif Cerrahi’ye başvurulabilir. Rekonstrüktif Ameliyat, bazı durumlarda açık ameliyat sırasında veya daha sonra yapılabilir.

Rekonstrüktif Cerrahi’de bazen vücudun bir bölgesini onarmak için başka bir bölgeden deri kemik, doku kullanılabilir ve bu işleme “Serbest Flep” adı verilir. Nadiren de silikon ve titanyum gibi yapay maddeler yardımıyla bazı kemikler veya yapısal bölgeler, yeniden oluşturulur. Buna ise “Prostetik Rekonstrüksiyon” denilir.

Ağız Kanseri Cerrahisi Nedir?

Ameliyatın türü, kanserin büyüklüğüne ve yerine bağlı olarak belirlenmektedir. Bölgesel kanserlerde dilin ya da ağzın bir kısmı alınabilir, genellikle yan etki görülmez. Kanserin kapladığı alan büyüdükçe ameliyat daha ayrıntılı hale gelir ve çiğneme, yutkunma, konuşma gibi işlevlerdeki bozukluklar için Rekonstrüktif Cerrahi’ye ihtiyaç duyulabilir.

Ağız Cerrahisi’nde şu yöntemler kullanılır:

  • Glossektomi: Dilin tamamının veya bir kısmının alınmasıdır.
  • Mandibülektomi: Alt çenenin tamamının veya bir kısmının alınmadır.
  • Maksilektomi: Üst çenenin tamamının veya bir kısmının alınmasıdır.
  • Mandibülotomi: Boğaz bölgesinde veya dilin arkasında bulunan kanserlere ulaşmak için alt çenenin kesilmesi ile gerçekleştirilir.
  • Transoral Birincil Tümör Rezeksiyonu: Ağız boşluğundan geçilerek tümörün alınmasıdır.

Yutak Kanseri Cerrahisi Nedir?

Erken Evre Yutak Kanserleri, Ameliyat veya Işın ile tedavi edilebilir. Ameliyatta, tümör ile birlikte tümörün çevresindeki sağlıklı dokulardan oluşan sınır da alınır. Bu kısımlar, tüm kanserli hücrelerin çıkarıldığından emin olmak için alınır.

Kanser, büyük veya ileri seviyede ise ameliyattan sonra çoğunlukla Işın Tedavisi yapılır. Kemoterapi de uygulanabilir. Cerrahinin daha ayrıntılı olması olasıdır ve Rekonstrüksiyon da gerektirebilir.

Yutak Cerrahisi’nde kullanılan yöntemler şunlardır:

  • Farenjektomi: Yutağın tamamının veya bir kısmının alınmasıdır.
  • Mandibülotomi: Alt çenenin kesilmesidir.
  • Mandibülektomi: Alt çenenin tamamının veya bir kısmının alınmasıdır.
  • Maksilektomi: Üst çenenin tamamının veya bir kısmının alınmasıdır.
  • Larengofarenjektomi: Gırtlağın ve yutağın tamamının veya bir kısmının alınmasıdır.

Gırtlak Kanseri Cerrahisi Nedir?

Gırtlak Kanseri Ameliyatları, ağızdan geçilerek kanserli dokunun çıkarılması (Endoskopik Cerrahi), gırtlağın alınması (Larenjektomi) ve Boyun Diseksiyonu olabilir.

Kanser, erken evrede ise Transoral Cerrahi uygulanabilir. Hastanın sesinin iyileşmesi altı ayı bulabilir. Bazen sesin perdesinde, yüksekliğinde veya niteliğinde uzun vadeli ya da kalıcı değişiklikler görülebilir.

İleri Evre Gırtlak Kanseri, açık ameliyat gerektirebilir. Bu durumda gırtlağın tamamı (Total Larenjektomi) veya bir kısmı (Parsiyel Larenjektomi) alınacaktır.

Total Larenjektomi

Bu ameliyat ile gırtlağın tamamı alınır. Böylece soluk borusu, yemek borusundan ayrılır. Kişi, ses telleri olmadan doğal bir şekilde konuşamaz. Fakat bir Konuşma Patoloğu ile yeni iletişim yöntemlerini öğrenebilir.

Total Larenjektomi’de hastanın tiroit bezi de alınabilir (Tiroidektomi). Tiroit bezi alındığında vücut, tek başına Tiroksin Hormonu (T4)’nu üretemez. Bu hormon, kişinin metabolizmasını, enerji seviyesini ve kilosunu dengede tutmaya yardımcı olur. Tiroit bezi alındığında dışarıdan düzenli bir hormon takviyesi gerekebilir.

Kısmi Larenjektomi

Küçük boyuttaki Gırtlak Kanserleri, bu cerrahinin kullanım alanıdır. Hastanın boynunda bir kesik açılır ve buradan gırtlağın kanserli bölümü çıkarılır. Küçük kanserler için Endoskopik Cerrahi’nin daha yaygın hale gelmesiyle Kısmi Larenjektomi, günümüzde daha az kullanılır hale gelmiştir.

Kısmi Larenjektomi’den sonra ses tellerinin bir kısmı eski yerinde duracaktır. Bu durumda hasta, genellikle konuşma yetisini kaybetmez ve yutkunabilir. Fakat hastanın sesi, eskisine göre boğuklaşabilir ve ameliyattan sonra kısa bir süre için “Trakeostomi Kanülü” adındaki bir tüpün nefes borusuna yerleştirilmesi gerekebilir. Ameliyattan sonra, yutma ve konuşma yeteneğinin geliştirilmesi için bir Konuşma Patoloğu’ndan yardım alınabilir.

Tükürük Bezi Kanseri Cerrahisi Nedir?

Tükürük bezi tümörlerinin büyük bir kısmı, kulak altında bulunan parotis bezini etkiler. Parotidektomi ile parotis bezinin tamamı veya bir kısmı alınabilir. Bazı hastalarda Boyun Diseksiyonu da yapılabilir.

Yüz ifadesini, göz kapağının ve dudakların hareketini kontrol eden yüz siniri, parotis bezinden geçmektedir. Bu sinir, ameliyatta zarar görürse hasta, yüz felci geçirebilir ve konuşma, kaş çatma ya da gözünü kapatma gibi yetilerini kaybedebilir. Yüz hareketlerinde ilerlemenin sağlanması, bir yılı bulabilir. Sinir kılıfı tümörlerinin varlığında ise yüz felci, vücudun başka bir bölgesinden (genellikle bacaktan) alınan bir sinir yardımıyla iyileştirilebilir. Yüz siniri çıkarıldığında birtakım yöntemlerle yüzün hareketinde ve görünüşünde iyileşme sağlanacaktır.

Kanser, çene altı veya dilaltı tükürük bezlerini etkilemişse ilgili bezin tamamı ve çevresindeki dokunun bir kısmı çıkarılır. Dilden ve yüzün alt tarafından sorumlu sinir hasara uğrarsa işlev kaybı yaşanabilir. Kanser, minör tükürük bezlerindeyse tümör genellikle endoskopik yöntemlerle çıkarılır. Tükürük bezi tümörlerinin bazıları iyi huylu olmasına rağmen bunlar da benzer yöntemlerle çıkarılır.

Nazal ve Paranazal Sinüs Kanserleri Cerrahisi Nedir?

Nazal ve paranazal sinüs tümörleri, beyne veya ana kan damarlarına çok yakın değilse ameliyata başvurulabilir. Ameliyatla tümörün tamamı ve tümörü çevreleyen normal dokunun küçük bir kısmı alınır. Ameliyat, tümörün yerine ve Paranazal Sinüs Kanseri mevcutsa sinüsün yerine göre değişir.

Nazal Kanser Cerrahisi’nin türleri şunlardır:

  • Maksilektomi: Üst çenenin tümünün veya bir kısmının çıkarılmasıdır. Bu sırada, göz çukurunun veya burun boşluğunun bir kısmı ve üst dişler de alınabilir.
  • Kraniyofasiyal Rezeksiyon: Gözlerin arasındaki dokunun alınmasıdır. Ameliyat, burnun bir kenarı boyunca bir kesik açılarak gerçekleştirilir.
  • Lateral Rinotomi: Burun kenarı boyunca kesikler açılarak burun boşluğuna ve sinüslere ulaşılması amaçlanır.
  • Orbital Egzenterasyon: Gözlerin çıkarılmasıdır.
  • Rinektomi: Burnun bir kısmı veya tamamı çıkarılır.
  • Endoskopik Sinüs Cerrahisi: Endoskop yardımıyla burun deliklerinden geçerek burun boşluğunun bir kısmı veya sinüsler çıkarılır.
  • Midfasiyal Degloving: Üst dudağın altının kesilerek burun boşluğuna veya sinüslere ulaşılır. Böylece yüzde yara izinin oluşması engellenir.

Cerrah, ameliyatın hastanın görünüşünü, konuşma, nefes alıp verme, çiğneme ve yutma becerisini nasıl etkileyeceğini göz önünde bulunduracaktır. Hastanın burnu veya burnunun bir kısmı alınırsa burun protezi yapılabilir. Bu protez, yapay veya vücudun farklı bir bölgesindeki dokudan yapılmış olabilir.

Ameliyattan Sonra Beklenenler Nelerdir?

Hastanede kalış süresi, ameliyatın türüne ve kişinin ne kadar iyileştiğine bağlı olacaktır. Aşağıda belirtilen yan etkiler genellikle geçicidir:

  • Ağrı: Hasta Kontrollü Analjezi (HKA) yöntemi ile hastanın, bir düğmeye basarak belli bir doz ağrı kesici alması ve ağrının giderilmesi amaçlanır.
  • Drenaj: Ameliyat bölgesinde biriken fazla sıvının boşaltılması için o bölgeye drenaj tüpleri yerleştirilebilir.
  • Boğaz ağrısı: Genellikle 24 saatten az sürer. Bu süre, yutak veya gırtlak kanseri tedavisi yapılıyorsa daha uzun olabilir.
  • Nefes almada güçlük: Hastanın ağzı veya dili, şişmişse ve hasta, zor nefes alıp veriyorsa Trakeostomi işlemi ile boynunun alt kısmına solunum tüpü yerleştirilecektir. Trakeostomi, genellikle geçicidir.
  • Konuşma bozukluğu: Çoğunlukla geçicidir.
  • Beslenmede değişiklik: Kişi, ameliyattan sonra ilk önce sıvı gıdalarla beslenmeye başlar. Sonra pürelere geçer. Ardından yumuşak gıdalarla devam eder. Geçici bir süre için genizden bir beslenme tüpü yerleştirilebilir. Bunun dışında PEG (Perkütan Endoskopik Gastronomi) beslenme tüpü de kullanılabilir.

Tedavinin Uzun Vadeli Yan Etkileri Nelerdir?

Birçok kişi, Ameliyattan veya Işın Tedavisi’nden sonra önemli değişikliklere alışmak zorunda kalır. Hasta, bu konuları konuşmak için tedaviden önce doktoru, konuşma patoloğu ve diyetisyen ile de görüşülebilir.

  • Nefes alıp vermede değişiklik: Bazı boğaz ameliyatlarından sonra hastanın boynuna geçici bir tüp takılarak nefes almasına yardımcı olunabilir. Total Larenjektomi yapılmışsa boyunda kalıcı bir delik (stoma) açılacaktır.
  • Tatta ve kokuda değişim: Kraniyofasiyal Rezeksiyon uygulamasında hasta, koku duyusunu kaybedebilir ve hastanın tat duyusunda değişiklikler olur. Larenjektomi’den sonra burundan hava geçişi artık olmaz, bu da koku duyusunu etkiler.
  • Yutmada güçlük: Hasta, ameliyattan sonra yutmada zorlanabilir. Bir Konuşma Patoloğu, yutmayı kolaylaştırmak için farklı dokuda yiyecek ve içecek önerebilir. Yemede veya içmede sıkıntı varsa geçici veya kalıcı bir beslenme tüpü de verilebilir.
  • Konuşmada değişiklikler: Ameliyatın türüne bağlı olarak konuşmanın netliğinde veya sesin niteliğinde değişiklik olabilir. Konuşma Patoloğu, bu tür değişikliklere uyum sağlamak konusunda yardımcı olacaktır.
  • Görünüşte değişim: Çoğu Baş ve Boyun Ameliyatı, görünümde kalıcı veya geçici değişimlere neden olur. Bu durumda hasta kendini iyi hissetmeyebilir. Yara izleri gibi fiziksel değişimler, Rekonstrüktif Cerrahi ile daha az görünür hale getirilebilir. Diş kaybı varsa çeşitli cerrahi yöntemlerle yeniden diş oluşturulabilir.
  • Lenfödem: Hastanın lenf düğümleri alındıysa ilgili baş veya boyun bölgesindeki yumuşak dokuda devamlı bir şişlik olabilir.
  • Görmede değişim: Göz çukurunda kanser varsa göz, tamamen alınabilir (Orbital Egzenterasyon). Görmedeki değişiklikler, araba sürme ya da spor gibi etkinliklere devam etmeye engel olmaz. Fakat bu tür değişikliklere alışmak, zaman alabilir.
  • Ağrı ve fiziksel rahatsızlık: Hastanın lenf düğümleri alındıysa ameliyat bölgesine yakın boyunda veya omuzda uyuşma, harekette azalma veya ağrı olabilir. Algının düzelmesi 12 ayı bulabilir. Hasta, bir fizyoterapist yardımıyla eski hareket yeteneğine kavuşabilir.

Işın Tedavisi Nedir?

Radyoterapi olarak da bilinen Işın Tedavisi, X-ışını gibi ışınları kullanarak kanser hücrelerini öldürmeyi veya onlara zarar vermeyi amaçlar. Bu şekilde kanser hücrelerinin çoğalması engellenmiş olur. Kanserli dokuların yakınındaki normal dokulara mümkün olduğunca az zarar vermek için ışın, kansere odaklı olacak şekilde detaylı bir tedavi planı oluşturulur. Işın Tedavisi, vücudun içinden veya dışından uygulanabilir. Fakat Baş ve Boyun Kanserleri’nde genellikle dışarıdan verilir.

Işın, hastaya tek başına uygulanabileceği gibi Ameliyat veya Kemoterapi ile birlikte de şu yollarla verilebilir:

  • Ameliyattan önce (neoadjuvan): Büyük tümörleri küçülterek tümörlerin çıkarılmasını kolaylaştırmak amacıyla Işın Tedavisi yapılabilir.
  • Ameliyattan sonra (adjuvan): Ameliyatla alınmamış olma ihtimali olan kanserli hücreleri öldürerek o bölgede kanserin nüksetme olasılığını azaltmak için Işın Tedavisi yapılabilir. Yaklaşık 6 hafta içinde hastanın ameliyat yaraları iyileştiğinde ve hasta, eski gücüne kavuştuğunda ışına başlanabilir. Ameliyat sonrası Işın Tedavisi, bazı durumlarda Kemoterapi ile birlikte verilir (Kemoradyoterapi veya Kemoradyasyon).

Eksternal Işın Radyoterapisi Nedir?

Eksternal Işın Radyoterapisi, Ağız, Tükürük Bezi, Yutak, Gırtlak, Nazal ve Paranazal Sinüs Kanserleri’nde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Tedavi için farklı yöntemler mevcuttur. Yoğunluk Ayarlı Radyoterapi (IMRT, Intensity Modulated Radiotherapy), Hacimsel Ayarlı Ark Tedavisi (VMAT, Volumetric Modulated Arc Therapy) ve TomoTerapi gibi yöntemlerle tam olarak kanserli bölgeye ışın verilerek tedavi süresi ve yan etkiler azaltılır.

Eksternal Işın Radyoterapisi Nasıl Uygulanır?

Radyoterapiden önce hastaya “immobilizasyon maskesi” adı verilen plastik bir maske takılacaktır. Maskenin takılması, hastanın sabit durmasına ve ışının her seansta aynı alana odaklı olmasına yardımcı olur. Hasta, maske takılıyken görmede ve nefes alıp vermede sıkıntı yaşamaz. Fakat başta kendini tuhaf hissedebilir ve kapalı alan korkusu yaşayabilir. Tedavi için hasta, “doğrusal hızlandırıcı” adı verilen bir makinenin altındaki masaya uzanır. Tedavi sırasında maske 5 ila 10 dakika takılı tutulur (planlama seansında bu süre daha uzun olabilir). Tedavi, ağrısızdır ve çoğunlukla Pazartesi’den Cuma’ya 6-7 hafta boyunca uygulanır. Kişinin hastaneye yatması gerekmez. Tüm süreç, Radyasyon Terapisti tarafından takip edilir. Hasta, maske takmaktan herhangi bir rahatsızlık duyuyorsa bunu bildirebilir.

Işın Tedavisi’nin Yan Etkileri Nelerdir?

Yan etkiler, tedavi edilen alana, tedavi sayısına, Işın Tedavisi’nin türüne, Işın Tedavisi’nin Kemoterapi ile birlikte uygulanıp uygulanmamasına göre değişiklik gösterebilir.

Yan etkilerin en yoğun olduğu zaman, genellikle tedavinin son haftası veya tedaviden hemen sonraki dönemdir. Etkiler, tedavi bittikten 2-3 hafta sonra hafiflemeye başlar. Bazı yan etkiler, daha uzun da sürebilir. Aylar veya yıllar sonra ortaya çıkan yan etkiler de olabilir. En çok görülen kısa ve uzun vadeli yan etkiler şunlardır:

  1. Tedavi sırasında veya tedaviden hemen sonra ortaya çıkabilen yan etkiler; Bitkinlik, ağız yaraları, ağız kuruluğu ve yoğun tükürük, tedavi alanındaki deride kızarıklık ve yanma hissi, nefes alma zorluğu, kilo kaybı.
  2. Devam eden veya kalıcı yan etkiler; Ağız kuruluğu, yoğun tükürük, yutma ve konuşmada zorluk, tat duyusunda değişiklik, bitkinlik, kaslarda zayıflık, iştah ve kilo kaybı, pamukçuk, seste boğukluk, diş sorunları, ağzı açmada güçlük, saç kaybı. Bazı kimselerde yiyecekler ve içecekler, soluk borusuna kaçabilir. Bu durum “aspirasyon” olarak adlandırılır, tıkanıklığa ve nefes almada güçlüğe neden olabilir. Hipotiroidi (tiroit bezinin yetersiz çalışması) geliştiren hastaların, Işın Tedavisi’nden sonra tiroit ilacı kullanmaları gerekebilir.

Osteoradyonekroz Nedir?

Başa veya boyna uygulanan Işın Tedavisi, kan damarlarına zarar verebilir ve bu da alt çenedeki kemik dokusunun ölmesine ve iltihaplanmasına neden olur. Bu durum, Osteoradyonekroz (ORN) olarak adlandırılır. Tedaviden önce gerekli diş tedavisinin yapılması ile ORN riski azalır.

ORN Tedavisi sırasında uzun süre antibiyotik kullanılabilir veya Hiperbarik Oksijen Tedavisi uygulanabilir. Hasta, basınçlı bir odada oturur veya uzanır durumdayken kemiğe yoğunlaştırılmış oksijen verilerek kemiğin iyileşmesi sağlanabilir. Bunun dışında bazı ilaçlara ve ameliyata da başvurulabilir.

Kemoterapi Nedir?

Kemoterapi, ilaç yardımıyla kanserli hücrelerin öldürülmesi veya bu hücrelerin büyümesini yavaşlatma işlemidir. Bu tedavide sağlıklı hücrelerin mümkün olduğunca az hasar görmesi amaçlanır. İlaç, hastaya çoğunlukla damardan enjekte edilir. Bazı durumlarda tablet olarak da verilebilir.

Tedavi planı ile hastanın ne kadar Kemoterapi seansı göreceği de belirlenir. Kemoterapi, çeşitli nedenlerle verilebilir:

  1. Radyasyonun etkisini artırmak için Işın Tedavisi ile birlikte (Kemoradyasyon)
  2. Tümörü küçültmek için Ameliyattan veya Işın Tedavisi’nden önce (Neoadjuvan Kemoterapi)
  3. Kanserin nüksetme olasılığını azaltmak için Ameliyattan sonra (Adjuvan Kemoterapi) Işın Tedavisi ile birlikte
  4. Ağrı gibi belirtileri hafifletmek için Palyatif Tedavi olarak

Herkesin Kemoterapi’ye vereceği yanıt farklıdır. İlacın türüne göre de yan etkiler değişiklik gösterir. Yan etki, bazı kimselerde az, bazılarında çok olabilir. Çoğu kişide görülen yan etkiler şunlardır: bitkinlik, mide bulantısı, kırmızı kan hücrelerinde azalma, işitme kaybı, ishal veya kabızlık, saç dökülmesi.

Diğer İlaç Tedavileri Nelerdir?

Bazı durumlarda Hedefe Yönelik Tedavi ve İmmünoterapi gibi farklı ilaç tedavileri de uygulanabilir. Bunlar, Kemoterapi’den farklı şekillerde işler. Genellikle, Işın Tedavisi gibi başka tedavilerle birlikte uygulanırlar.

Hedefe Yönelik Tedavi Nedir?

Tümörlerin büyümesini ve yayılmasını engellemek için kanser hücrelerine özgü özellikleri hedef alır. Bazı Baş ve Boyun Kanserleri’nde hasta, normal kemoterapi ilaçlarını alamıyorsa veya kanser ileri evre ise “Cetuximab” isimli Hedefe Yönelik Tedavi İlacı kullanılabilir.

İmmünoterapi Nedir?

Kanser ile savaşta hastanın kendi bağışıklık sisteminin kullanılmasıdır. Avustralya’da kullanılan en temel İmmünoterapi İlacı, “Kontrol Noktası İnhibitörleri”dir. Bu ilaçlar, bağışıklık sisteminin kanserli hücreleri tanımasına ve onlara saldırmasına yardımcı olur. “Nivolumab” bazı İleri Evre Baş ve Boyun Kanserleri’nin tedavisinde kullanılan bir tür kontrol noktası inhibitörüdür.

Palyatif Tedavi Nedir?

İleri evredeki bazı Baş ve Boyun Kanserleri’nde hastaya Palyatif Tedavi önerilir. Bu yöntem, hastalığı tedavi etmez. Belirtileri hafifleştirerek kişinin hayat kalitesini artırmayı amaçlar.

Işın Tedavisi, Kemoterapi veya Diğer İlaç Tedavileri, Palyatif Tedavi olarak kullanıldığında ağrı gibi belirtileri azaltabilir ve hatta kanserin yayılma hızını yavaşlatabilir. Palyatif bakımda sağlık görevlileri, temel olarak hastanın fiziksel, duygusal, kültürel, ruhsal ve sosyal gereksinimlerini karşılamayı amaçlar. Ayrıca hastanın yakınlarını ve bakıcılarını da destekler.

Kaynak: https://www.cancervic.org.au/cancer-information/types-of-cancer/head-neck-cancers/treatment-head-neck.html

Görsel Kaynak: https://www.cancercenter.com/community/blog/2016/12/how-does-cancer-do-that-attacking-cancer-cells-where-they-hide

Editör: Elif Berfin KORGAN

Ne düşünüyorsunuz?

3 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir