in

Georges Cuvier Kimdir?

Georges Cuvier Kimdir?: Tanım, Başlangıçlar, Gelişen Bir Doğa Tarihçisi, Fotografik Hafıza, Askeri Disiplin, Çalışmak, Georges Cuvier’in Bilime Katkıları, Cuvier’in Hataları, Kişisel Hayatı ve Son

İçindekiler

Tanım

Georges Cuvier paleontolojinin babası olarak tanınır. Türlerin yok olabildiği gerçeğini kuşkucu bir dünyaya kabul ettirdi. Soyu tükenen hayvan vücutlarını tekrar oluşturabilmeye dair adımlar attı ve bunu yaparken karşılaştırmalı anatomi kullandı.

Dünya’nın tarihi ve jeolojisi dahilinde eski türlerin yok olup yeni türlerin eskilerin yerini almasına neden olan felaketlerin gerçekleştiğini, savunan felaket teorilerine destek verdi. Ancak bu noktada evrimin varlığını reddederek türlerin doğal biçimde geliştiğine inanıyordu.

Görsel: 1769-1832 yılları arasında yaşadı.

Başlangıçlar

Georges Leopold Nicolas Frederic Cuvier, 1769 yılının 23 Ağustos gününde, bugün İsviçre sınırına yakın bir Fransa kasabası olan Montbeliard’da doğdu.

Annesi Anne Clemence Chatel, babası ise İsviçre Ordusundan emekli bir teğmen olan Jean George Cuvier’di. Ebeveynlerinin ikisi de Lutheran Kilisesi üyesiydi.

Georges’ın sağlığı genel olarak iyi değildi ve buna ek olarak fiziksel olarak da zayıf bir çocuktu. Annesi Anne, hem zihinsel hem de fiziksel anlamda başarısını sağlamak için Georges’a çok zaman harcadı; henüz dört yaşındayken ona okumayı öğretti, kitaplar aldı ve resim yapmayı gösterdi.

Gelişen Bir Doğa Tarihçisi

Georges, henüz ilkokuldayken Latince öğrendi ve 10 yaşına geldiğinde liseye başladı. Latince en sevdiği dersti ve yunanca, coğrafya, matematik ve tarih gibi alanlarda da uzmanlaşmıştı. Ailesi ise onun kilise başkanı olmasını istiyordu.

Georges, okumaya o kadar zaman ayırıyordu ki annesi onu başka aktivitelere yönlendirmek için uğraşmıştı. Nitekim bu çabası başarısızlıkla sonuçlandı.

Georges, bir gün amcasının evindeyken Georges-Louis Buffon’ın Doğa Tarihi adlı kitabını okumaya başladı. Kitaptan ilham alarak akademik bağlılığını tarihten doğa tarihine, keskin zekasına ve bir sanatçı olarak mükemmel sayılabilecek becerilerine uygun biçimde yansıttı.

Georges 14 yaşındayken kralın amcası, Duke Charles ile görüşmeye çağırıldı. Duke, George’u epey sorguladı ve çizimlerini inceledi. Ona Almanya’nın Stuttgart şehrinde tanınmış bir üniversite olan Caroline Akademisi’nde eğitim görmesi için burs verebileceğini söyledi.

Fotografik Hafıza

Georges Stuttgart’a geldiğinde sadece 1 yıl içinde, henüz 15 yaşındayken akademinin Almanca ödülünü kaznamıştı. Bunda fotografik hafızasının güçlülüğü oldukça etkiliydi.

Askeri Disiplin

Yönetimde 1 yıl kadar okudu ki bu, her konuya dair bellli seviyede bilgi sahibi olduğu anlamına geliyordu. Doğa tarihine olan ilgisi belirginleşti ve Carolus Linnaeus kitaplarının da dahil olduğu bir doğa tarihi seçkisini okuyup bitirdi. Buna ek olarak bitki örnekleri topladı ve sürekli olarak kuş, bitki ve böcek çizimleri yaptı.

Caroline Academy’nin karakteri ve günlük rutinleri modern bir üniversitedeki öğrencilere göre tuhaf olabilirdi, çünkü burada askeri disiplin söz konusuydu—üniforma giyer, emirlere itaat ederlerdi. Hataları cezasız almazdı.

Akademinin eğitim kalitesi çok iyiydi ve bu da rağbet görmesini sağlıyordu.

Caroline Akademisi’nde dört yıl geçirdikten sonra Georges Cuvier, okulun en iyi öğrencilerinden biri olarak mezun oldu.

Çalışmak

1788 yılının temmuz ayında henüz 19 yaşında bile olmayan Cuvier, Normandiya’daki Caen Kasabasında öğretmen olarak çalışmaya başladı.

İki yıl içinde mevcut canlıların iskeletlerini fosillerle karşılaştırmaya başladı. mevcut hayvanların kemikleriyle olan benzerlikleri not ederek fosilleşen canlıların yapısı hakkında bilgiye ulaşılabileceğini fark etti.

Cuvier’in karşılaştırmalı anatomi üzerindeki çalışmaları konusundaki haberler Paris’e kadar ulaştı ve 1795 yılında Jardin des Plantes’in büyük botanik bahçelerinde karşılaştırmalı anatomi başkanı olan Jean-Claude Mertrud Cuvier’i asistanı olarak yanına aldı. Bundan kısa süre sonra Cuvier, Fransız Bilimler Akademisi’ne seçildi. 1796 yılında Ecole Central edu Pantheon’da ders vermeye başladı.

Georges Cuvier’in Bilime Katkıları

Yok Oluş

1796 yılının nisan ayında Cuvier, Ulusal Enstitü’de ilk kez mamut kemiklerinin herhangi bir modern filinkilerden farklı olduğunu gösteren bir makale okudu. Mamutların, Hint fillerinin ve Afrika fillerinin üç ayrı tür olduğunu belirtti. Sonrasında bu bilgiler şu soruya evrildi: Yaşayan mamutlar neredeydi?

Mamutların modern zamanda göz önünde olmayacak kadar saklanamayacaklarını/kamufle olamayacaklaırnı, bu nedenle de soylarının tükenmiş olması gerektiğini düşündü ve bu fikrine bilim insanlarını da ikna etti. Cuvier zamanında hayvanların nesillerinin tükenmesi ihtimali bize apaçık görünse de, o dönemde insnalar bunun tam tersine inanıyorlardı. Tanrı tüm hayvanları yarattığından, hepsinin mükemmel bir şekilde nesillerini sürdüreceğine ve dolayısıyla asla tükenmeyeceğine inanıyorlardı.

Bu bilimsel zaferin peşinden Cuvier, “Mamut” lakabını kazandı. Ayrıca fil ailesinin dördüncü en belirgin ve soyu tükenmiş olan üyesini tanımlayarak isimlendirdi-Mastodon.

1796 yılında, yerde yaşayan dev bir tembel hayvana ait kemiklerin, Megatherium adındaki soyu tükenen bir türe ait olduğunu gösterdi.

Cuvier’in fil ailesi konusundaki çalışmaları çığır açıcıydı. Çalışmalar:

  • Hayvanların neslinin tükenmesi gerçeği konusunda şüpheleri olan bir bilim dünyasını bu gerçeğe ikna etti.
  • Cuvier’in sağ kolu haline gelen ve yeni sayılabilecek bir metot olan kariılaştırmalı anatomiyi bilime kazandırdı, ki bu gerçek bir zaferdi.

Yok Olan Yaşam Formlarını Yeniden Oluşturmak

Cuvier’in karşılaştırmalı anatomisi ve parçaların korelasyonu ilkesi, kendisinin ve diğerlerinin, soyu tükenen türleri kısıtlı delillerle de olsa yeniden oluşturmasına zemin hazırladı. Örneğin, koyun gibi otobur dişlere sahip bir hayvan, bir etoburun sindirim sistemine değil, tükettiği besinlere uygun bir sindirim sistemine sahip olacaktır.

Bugün karşılaştırmalı anatomi öyle mükemmel bir noktaya ulaştu ki, tek bir kemiği inceledikten sonra çoğu zaman ait olduğu hayvanın sınıfını ve hatta zaman zaman cinsi dahi belirlenebilirdi. Bunun nedni ise kemiklerin sayısı, yönü ve şekilleriydi. Bir hayvan vücudunun her parçasını oluşturan kemikler diğer tüm parçalarla her zaman mecburi bir ilişki içindedir, öyle ki belli bir noktaya kadar bütünden parçayı ya da parçadan bütünü çıkarabiliriz.

Georges Cuvier, 1798.

Pterosaurlar – Kanatlı Kertenkeleler

Parçaların korelasyonu ilkesi kullanılarak 1800 yılında Cuvier, bir fosilin uçan süürngen olarak tanımlandığı bir çalışma yayınlayan ilk biliminsanıydı. Bu sürüngene pterodaktil adını verdi.

Felaket

Cuvier’in fosil çalışmaları, dünyanın ara sıra ani ve şiddetli doğa olaylarına maruz kaldığının ve bu olayların canlı türlerinin yok olmasına neden olduğunun teori haline gelmesini sağladı. Cuvier bu olaylara devrim adını verdi. Felaket teorisini ilk geliştiren o olmasa da bu teoriyi destekler nitelikte bilimsel deliller sundu. Felaket teorisi, jeolojinin babası James Hutton’ın tekbiçimcilik teorisi ile çelişiyordu.

Günümüzde, dünya yüzeyinin her gün değiştiğini gördüğümüz, ayrışma ve tortulaşma gibi tek tip süreçlerle çağlar boyunca kalıplaşmış olmasına rağmen, tarihinin, kıyamete benzeyen volkanik patlamalar ve göktaşı çarpmaları gibi güçlü etkileri olan feci olaylarla dolu olduğunu kabul ediyoruz. Tüm bunlar tarihi boyunca dünya üzerindeki yaşam formlarını etkilemiştir. Bu, Cuvier’in de görüşüydü ve kaya katmanları üzerine yaptığı çalışmalar, gezegenimizin şiddetli olaylarla kesintiye uğrayan uzun süreli göreceli istikrara sahip olduğunu gösterdi.

Cuvier, kendisi gibi paleontolog olan arkadaşlarına çalışmalarında İncil’i görmezden gelmelerini önerdi çünkü İncil’in harfi harfine yorumlanmasının işleri yolundan çıkaracağını düşünüyordu.

Statigrafi

Cuvier’in Alexandre Brongniart ile yaptığı kaya tabakaları araştırması William Smith’in paleontolojiye dair en önemli ilkelerden biri olan faunal ardıllık ilkesini oluşturmasındaki çalışmalarını destekledi. Bu ilke fosillerin kaya katmanlarında ortaya çıkma sırasının güvenilir ve tahmin edilebilir olduğunu belirtiyordu ki bu, farklı jeolojik dönemlerde var olan hayvanların aynı kaya katmanlarında görünmediği anlamına geliyordu: Katman ne kadar derinse fosil de o kadar eskiydi.

Hayvan Krallığı

Cuvier’in en ünlü eseri 1817’de yayınlanan Le Regne Animal (Hayvan Krallığı)’dır. Bu kitap Cuvier’in fosiller ve canlı türleri üzerine yaptığı çalışmaların kapsamlı bir özetidir ve Cuvier’e ait 300’ü aşkın çizimi barındırır.

Cuvier’in Hataları

Tüm Önemlileri Bulduk

1812 yılında Cuvier dünyada, keşfedilmemiş herhangi bir büyük hayvan fosilinin var olma ihtimalinin düşük olduğunu söyledi, ancak yanılıyordu. O zamandan beri 1987 yılında keşfedilen Argentinosaurus da dahil olmak üzere pek çok büyük hayvan keşfedildi.

Garip bir şekilde Argentinosaurus’un kaliteli bir bütün örneğinin bulunamamış olmasına rağmen Cuvier’in parçaların korelasyonu ilkesi, modern paleontologların bu dinozorun ağırlığını 100 metrik tona kadar tahmin etmesine izin veriyordu.

Evrim

Cuvier’in zamanında Darwin ve Wallace’ın doğal seçilim yolu ile evrim teorisi on yıllar sonrasına uzanıyorud. Ancak bahsi geçen evrim teorileri Jean-Baptiste de Lamarck ve diğerleri tarafından geliştirilimişti.

Cuvier, türlerin evrimleşmediğini savunmuştur, ona göre türler doğal felaketler sırasında ortaya çıkıyor ve yok oluyordu.

Fosil olarak keşfettiği canlıların modern hayvanların kökeninden gelme ihtimalini fark etmedi. Binlerce yıllık olduğu bilinen Eski Msıır’dan mumyalanmış hayvanların modern hayvanlarla aynı olduğu gerçeğine atıfta bulunarak türlerin aynı olduğunu savunuyordu.

İngiliz bilim insanlarının evrim teorisine doğal seçilim yolu ile Fransız bilim insanlarından önce ulaşmalarının ardından buna sebep olarak Fransa’da Cuvier’in evrime karşı çıkması gösterildi. Bu nednele Cuvier bir süre için tam olarak Franszı bilim insanı olarak gösterilmedi. Neticesinde Almanya’da eğitim gördü, bu da birilerine göre onun bir bilim insanı olduğunu değil, gerçekleri derleyen katı ve otoriter bir çalışmşacı olduğu anlamına geliyordu.

İnsan Irkları

Cuvier, bir felaketten kurtulan insanların tecrit altında yaşadıklarına ve bunun üç farklı insan ırkının oluşmasına neden olduğuna inanıyordu: Kafkaslar, Moğollar ve Etiyopyalılar. Kafkasların üstün olduğu görüşünü dile getirdi. Evrim fikrine karşı olmasına rağmen, Cuvier’in insan ırklarının izolasyonu ile aralarındaki farklılıklar arasındaki bağlantı, Darwin’in Galapagos Adaları’ndaki hayvanların izolasyınunun evrimsel değişikliklerle sonuçlandığı yönünde gelişecek olan ileri tarihli keşfinin güçlü bir yansımasıdır.

Onurlar ve Gücü

Cuvier Napolyon Bonapart’ın arkadaşıydı ve bu onun önde gelen baız bilimsel rollere atılmasını sağladı. Cuvier’in yetkileri şu şekildeydi:

  • Başarılı bulduğu kişileri çeşitli bilimsel görevlere atamak
  • Hangi bilimsel araştırmanın maddi destek alması gerektiğine karar vermek.

Diğer bilim insanları Cuvier’in bu yetkilere sahip olmasına içerlediler, bu da kendisini kibirli ve bencil olarak nitelendirmelerine neden oldu.

1819 yılında Cuvier Fransa’nın soylularının bir üyesi olarak atandı ve Baron Cuvier oldu.

Cuvier, Paris’te bulunan Eyfel Kulesi’ne ismi kazınarak onurlandırılan 72 Fransız matematikçi, mühendis ve bilim insanından biri oldu. Diğerleri, mesela kimya biliminde devrim yaratan Antoine Lavoisies ve leektromanyetik teorisnin kurucusu Andre-Marie Ampere gibi önemli isimlerdi

Kişisel Hayatı ve Son

1803 yılında 33 yaşındayken Cuvierü kızlık soyado Anne Marie Sophie Loquet olan Madam Duvaucel ile evlendi. Cuvier ile aynı yaştaydı, buna ek olarak bir kızı ve bir de oğlu bulunan dul bir kadındı.

Madam Davaucel’in eski eşi, Fransız İhtilali’nin Terör Saltanatı esnasında giyotinle idam edilen binlerce kişiden biriydi.

Cuvier ve eşinin, 3’ü henüz çocukken hayatını kaybeden 4 çocuğu oldu.

Cuvier kadınların bilim dünyasında var olmasının engellenmesini manasız buluyor ve hayatta kalan tek çocuğuyken oldukça da zeki olan kızı Clementine’i kendi yolundan gitmeye ve araştırmacı olmaya teşvik etmişti. Ne yazık ki Clementine de trajediden uzak kalamadı ve 18827 yılında henüz 22 yaşındayken, düğün pplanları yaparken tüberküloz nedeniyle hayatını kaybetti. Bu durum Cuvier’i kötü etkilemişti.

Üvey çocukları da onun yolunu takip etti. Alfred Duvaucel seçkin bir doğa bilimci olurken akademik dehasını konnuşturan Sophie Duvaucel, ilerleyen yıllarda Cuvier’in güvendiği bir çalışma arkadaşı oldu.

Georges Cuvier, 13 Mayıs 1832 tarihinde 62 yaşındayken, Paris’te kolera nedeniyle hayatını kaybetti ve Baba Mezarlığı’na gömüldü.

Kaynak: https://www.famousscientists.org/georges-cuvier/

Görsel Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/File:Georges_cuvier_narrow.png

Editör: Ecem Bolat

Ne düşünüyorsunuz?

4 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir