in

ÇalışkanÇalışkan EntellektüelEntellektüel HavalıHavalı ŞaşkınŞaşkın Sevgi DoluSevgi Dolu

Protostarlar Materyal İhtiyaçlarını Çok Uzaklardan Gideriyor

Protostarların Çok Uzaklardan Malzeme Çekebildiği Kanıtlandı

İçindekiler

Giriş

Yıldızların ilk doğduğu yerler moleküllerce zengin gaz bulutlarıdır. Araştırmacılar şimdiye kadar yıldızların oluşumu için gerekli materyal ihtiyacını bu bulut içinden giderdiğini düşünüyorlardı. Ancak yapılan bu çalışma sonucunda, yıldız oluşumunda ihtiyaç duyulan materyallerin yalnızca bu bulut içerisinden sağlanmadığı, yıldızların çok uzaklardan da yardım aldığı görüldü.

Yıldız doğum sürecinde oluşan şerit ve filament yapısının rolünün araştırıldığı bu çalışmada Max Planck Dünya Dışı Fizik Enstitüsü’ndeki bilim insanları bu filament yapısını, yıldız yuvasının merkezinden yaklaşık 0.15 ışıkyılı kadar uzunlukta olan kanal benzeri yapılar olduğunu, yıldız oluşum aşamasında yıldız yuvasına taze gazlar taşıyarak yeni yıldızın oluşumuna katkı sağladığını bulmuşlardır.

Yıldız Oluşumuna Hızlı Bir Bakış

Milyonlarca yıl süren yıldız oluşumunun başlangıcı yıldız yuvalarının herhangi bir yerinde materyallerin daha fazla birikmesi ile başlar. Bu materyal çoğunlukla Hidrojen olsa da yakınlardaki diğer yıldızların patlaması (Süpernova) ile daha ağır elementlerin de birikmesine sebep olabilir.

Materyaller birikmeye devam ettikçe yıldız bulutunun yerçekimi daha fazla materyali kendine çeker. Aşırı yoğun bölgede basınç ve sıcaklık artmaya başlar. Bu daha fazla materyalin çekilmesine ve bir ön yıldızın (protostarın) parıldamasına sebep olur. Bir noktada artık o kadar çok materyal birikmiştir ki prostarın merkezinde nükleer füzyon başlar. Böylece bir yıldız doğar.

 

Görsel 1: Dönen bir öngezegen toz ve gaz diskiyle çevrelenmiş, yeni oluşmuş bir önyıldızı gösteren bir çizim.

 

Barnard 5’teki Protostarlara Bakmak

Max Planck’taki bir ekip Barnard 5 bölgesindeki iki filamentli bir protostarı inceledi. Çalışmanın başındaki Valdivia-Mena amaçlarının, gazın protostara kadar olan yolculuğunu izlemek ve yıldız oluşum sürecindeki boşlukları doldurmak olduğunu söyledi.

Bu çalışma için birbirinden bağımsız 3 farklı teleskop kullanıldı. Elde edilen veriler protostarın etrafındaki diskin içine filament ve kanallar yoluyla yıldız bulutunun içindeki materyallerin doğrudan taşındığını gösterdi.

Böyle benzer sistemlerdeki filament aracılığı ile taşınan yani materyaller protostar oluşumundaki sıcaklık, basınç veya manyetik koşullarından etkilenmediği için yapısal olarak bozulmazlar. Böylece bu materyaller gelecek gezegenlerde görülebilecek benzersiz kimyasal yapıya sahiplerdir. Öyle ki bu yapı parmak izine benzetilebilir. Bu parmak izleri yeni oluşabilecek gezegenlerin oluşumunda görülebileceği için yıldız oluşumlarına dair yapılabilecek ileri araştırmalara rehberlik edebilir.

Protostar ve Gezegenler

Yıldız bulutuna filamentlerle taşınan yeni materyallerden sadece oluşan yıldızlar etkilenmez. Gezegen oluşumunda da yıldız yuvasındaki diskindeki materyaller görev alır. Bu proto-gezegen yapısı hem kayaları hem gazları hem de ısıtılarak işlenmiş materyalleri içerir. Bu materyallerden Hidrojen gibi uçucu gazlar sıcaklık sebebiyle erken dönemlerde yok olur ve geriye diskin iç kısmında daha ağır materyaller kalır. Daha dış kısmı ise uçucu gazlar ve buz oluşumu için daha elverişlidir.

Valdivia-Mena, “Araştırmamız, yıldız oluşum sürecindeki farklı aşamaların birbirleri ile düşünülenden daha bağlantılı olduğunu, bu aşamaların ise yıldızların evrimi üzerinde büyük etkisi olduğunu gösteriyor” dedi.

Kaynak: https://www.universetoday.com/163715/protostars-can-siphon-material-from-far-away/

Görsel Kaynak: https://phys.org/news/2023-05-radiant-protostars-shadowy-clouds-clash.html?deviceType=mobile

Editör: Yasemin CANKAT

Ne düşünüyorsunuz?

11 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir