in

Charles Darwin Kimdir?

Charles Darwin Hayatı ve Nicesi…

İçindekiler

Tanım

Charles Darwin tarihteki en büyük biyolog olarak anılmaktadır. En ünlü eseri, doğal seçilim yoluyla evrim teorisini destekleyen sınırsız sayıda örneği açıkladığı Türlerin Kökeni’dir. Darwin, dünyadaki tüm yaşamın önceki nesillerden farklı olsa da ortak bir atadan geldiğine inanıyordu. Birbirinin ardı sıra gelen nesiller, en iyi varyasyonlarını yeni nesillere aktarabilmek için hayatta kaldıkları bir varoluş mücadelesi verdiler. Daha az adaptasyon gösterenlerinse soyu tükendi.

Başlangıçlar

Charles Robert Darwin, 12 Şubat 1809 yılında İngiltere’nin Shrewsbury kasabasında varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Altı çocuktan beşincisiydi. Büyükbabası Erasmus Darwin, evrimle ilgili bilimsel fikirlere önemli katkılar sağlamış olan başarılı bir doktor ve bilim insanıydı. Babası Robert Darwin de bir doktordu. Robert Darwin tıbbi uygulamalardan kazandığı parayı zekice yatırım yaparak zengin olmuştu. Charles’in annesi meşhur çömlekçi ailesinden Susannah Wedgewood’du. Annesi o sekiz yaşındayken öldü. Daha sonra ilk okula gitmeye başladı.

Okul

Charles dokuz yaşındayken evinden yaklaşık bir mil uzaklıktaki Shrewsbury Okulu’na gönderildi. Yatılı kaldığı okuldan sıklıkla kısa süreliğine ailesine ayak uydurabilmek için evine döndü. Yatılı kaldığı okulda, Eski Yunanca ve Latince işlenen Charles’ın nefret ettiği geleneksel bir müfredat işleniyordu. Özellikle akıllı olarak görülmedi. Yabancı dil becerisi yetersizdi. Okul ödevleri genellikle Roma ve Yunan edebiyatının satırlarını yürekten ezberlemeyi gerektiriyordu. Charles bu durumdan hoşlanmasa da çok çalışmaktan mutluydu. Satırları iyice öğrendikten sonra ders biter bitmez hepsini unuttu. Avlanmayı, uzun yürüyüşlere çıkıp gözlem yapmayı ve doğadan bir şeyler toplamayı severdi.

Babasının bu konuda hiç beklenmedik öfke patlamasına rağmen genç Charles bilim konusunda oldukça hevesliydi. Özel öğretmenin geometri öğretmesi hoşuna gitmiş ve aynı zamanda karmaşık şeylerin nasıl çalıştığını öğrenmekten de zevk almıştı. Seyahat etmesini teşvik eden Dünya Harikaları kitabı onu tam anlamıyla büyülemişti. Bu teşvik daha sonra HMS Beagle’daki meşhur yolculuğa çıkmasına neden olacaktı. Kardeşi bahçedeki kulübeye kimya laboratuvarı kuldu ve Charles de genellikle geceleri geç saatlere kadar deneylerine yardım etti. Kimya en sevdiği ders olmuştu. Maalesef ki okul  müfredatında yoktu. Aslında okul müdürü kimya ile boşa zaman harcadığı için onu azarladı.

Edinburgh ve Tıp Okulu

1825 yılında 16 yaşındayken Charles, bundan kırk iki yıl önce babasının yapmış olduğu gibi Edinburgh Ünversitesi’nde tıp öğrencisi oldu. Babasının Edinburgh’la ilgili magnezyum, karbondioksit ve gizli ısıyı keşfeden önemli kimyager Joseph Black’in öğrettiği çok hoş anıları vardı. Fakat Charles babası kadar tıp fakültesinden hoşlanmadı. İnsan bedeninin diseksiyonunun iğrendirdiğini, cerrahi işlemler sırasında orada bulunmanın dehşete uğrattığını ve hasta ziyaretlerinin onu üzdüğünü keşfetti. Dahası derslere katılmaktan çok sıkılıyordu:

Rahat bir yaşam için babasının yeterli parayı sağlayacağından emin olup sınavları geçme konusunda endişelenmemeye karar verdi. Edinburgh’daki ikinci yılında zoolojiye ilgi duymaya başladı ve deniz canlılarını toplayıp inceledi. Aynı zamanda zooloji derslerine de katıldı fakat onları da sıkıcı buldu. Tüm bunlardan bıkan babası Charles’ın tıp eğitimini durdurma kararı aldı. Oğlunu Edinburgh’dan aldı ve İngiltere Kilisesi’nde din adamı olabileceğini düşünerek onu Cambridge Üniversitesi’ne gönderdi.

Cambridge ve Kolay Diploma

Charles Darwin, 1828 yılının başlarında yirminci yaşından hemen öncesinde Cambridge Üniversitesi’ne Sanat eğitimi için kayıt oldu. Kolay geçen üç yılın sonunda, onu sınıfın zirvesine çıkardan lisans diplomasını aldı. Zamanının çoğunu kalpten sevdiği avlanmak, yemek yemek, içki içmek ve kağıt oynamak gibi eylemlerle geçirdi. Darwin’in daha sonra yaptığı çalışmalar göz önüne alındığında ironiktir ki; üniversitede en sevdiği kitap Tanrı’nın Varlığının Delilleri ve Nitelikleri idi. Kitabın yazarı William Paley, dünyanın Tanrı tarafından tasarlandığı iddiasını desteklemek içim bir saat ve saatçi örneği vermişti. Paley, her yaşam türünün bir saatten çok daha karmaşık olduğunu ve bundan dolayı da bir yaratıcı tarafından yaratıldığını söylemekteydi.

Doğal Dünya

Darwin Cambridge’de kaldığı dönemde özellikle botanik ve zooloji alanlarında bilimsel ilgisini devam ettirdi; en büyük ilgisi farklı böcek türlerini toplamaktı. Alexander von Humboldt’un 1799-1804 Seyahatlerin Kişisel Öyküsü ve John Herschel’in Doğa Felsefe Çalışmalarına Giriş kitaplarını okumak Darwin’e enerji verdi. Deniz aşırı maceralara ve bilimsel keşiflere özenmişti. Cambridge eğitimi bittikten sonra jeolojiye ilgi duymaya başlamış ve memleketi Shrewsbury yakınlarındaki kayaları inceleyip, Galler’e kaya tabakalarını haritalamak için iki haftalık keşif gezisine çıkmaya başlamıştı.

Beagle Yolculuğu (1831 – 1836)

Görsel 1: Darwin, Beagle ile dünyayı dolaşarak yaklaşık beş yıl geçirdi.

Darwin’e eğitimini tamamladıktan sonra 1831 yazının sonlarına doğru İngiliz Kraliyet Donanması’nın araştırma gemilerinden olan HMS Beagle’da doğa bilimci pozisyonu teklif edildi. Bu pozisyon için daha önce Cambridge’de jeolog ve doğa bilimci olan John Henslow’a teklif edilmiş, fakat o kabul etmeyip Darwin’i önermiştir. Beagle’ın Güney denizlerine doğru uzun bir sefer yapması planlanmıştı. Darwin gemideki yeri için ödeme yapmak zorundaydı fakat topladığı örnekleri kendi kullanımı ve kârı için Birleşik Krallık’a götürmekte özgür olacaktı. Bu kahramanı olan Alexander von Humboldt’un izinden gitmek için harika bir fırsattı. Ve Darwin bu fırsatı sıkı sıkı tutmaya kararlıydı. Babası isteksizce parasını ödemeyi kabul etti. Bu yolculuk, hayalindeki Yıldız Gemisi Girişim’ine çok benzeyen beş yıllık bir görevdi. Gemi haritada gösterilen rotayı takip etti. Bu küçük gemideki koşullar, Yıldız Gemisinkinden çok daha azdı.

Görsel 2: HMS Beagle/The Beagle Planı – Beş yıllık bir yolculuk için sıkışık bir ev.

Yolculuk

Britanya Adaları’ndan güneye doğru yelken açan Bergle’ın ilk durağı Afrika’nın batısında yer alan volkanik Yeşil Burun Adaları’ydı. Darwin oradaki kayalıklarda deniz kabukları buldu. Beagle’ın kaptanı, Darwin’in gözlemlerine yardımcı olmak için Charles Lyell’in Jeoloji İlkeleri kitabının bir kopyasını verdi. Jeoloji’nin İlkeleri, jeolojideki tek biçimci teorileri açıkladı; ilk olarak James Hutton’un önerdiği tedricilik teorisi. Bundan birkaç yıl sonra kitabın yazarı Charles Lyell Darwin’in en yakın dostlarından ve destekçilerinden olacaktı. Keşif, Darwin’in ziyaret ettiği her yeni yerde deneyimlerini yazması ve flora, fauna, fosil örneklerini toplayıp kaya oluşumlarını incelemesiyle devam etti. Darwin, Galapagos Adaları’nda sıra dışı benzersiz türler gözlemledi. Her bir adanın kendine özgü yaban hayat türlerinin bulunduğunu gözlemledi. Bu gözlemleri yolculuğun sonlarına doğru onu yazmaya yönlendir.

Yeniden Eve Dönüş

Darwin 1836 Ekim ayında İngiltere’ye döndü. John Henslow ile temas halindeydi ve keşif gezisinde yaptığı çalışma notlarını düzenli olarak ona gönderiyordu. Henslow bu notları Cambridge Bilim Camiası’na dağıttığı otuz  bir sayfalık broşürde topladı. Henslow, Darwin’in gönderdiği paleontogon fosillerini de göstererek büyük heyecan uyandırdı. Darwin tanınmayan yeni mezun olarak çıktığı bilinmeyen bir yolculuktan, saygın bir bilim adamı olarak döndü. Babası Charles’in aileyi utandıracağını düşüncesinin yanlış olduğu kanıtlandığında rahatladı. Darwin artık doğa bilimlerinde hayranlık uyandırıyordu, babası da çalışmalarını finanse etmeye devam etti. Bunun yanı sıra, başkaları da Darwin’in çalışmalarının değerini anlamıştı ve İngiliz Hükümeti’nden Beagle Keşif Gezisi gözlemlerini yazması için büyük bir hibe aldı.

Darwin’in Yolculuğundan Bilimsel Sonuçlar

Darwin, Güney Amerika kıtasının yavaş yavaş yükselerek okyanustan çıktığını ortaya koydu. Darwin’i yolculuğunda etkileyen Charles Lyell’in Jeoloji kitabı, 1837 yılının başlarında Londra Jeoloji Derneği’nde Darwin’in sunması planlandı. Bu toplantıda Darwin Galapagos Adaları’ndan topladığı kuş örneklerini de sundu. Hemen bir hafta içerisinde ornitolog John Gloud örnekleri inceleyerek bu kuşların yeni bir ispinoz grubuna ait olduğunu açıkladı. Böylece Darwin on iki yeni ispinoz türü ve bir yeni ispinoz grubu keşfetmiş oldu.

Doğal Seleksiyon Yoluyla Evrim

Doğanın bolluğu ve zenginliği karşısında zaman zaman büyülenen Darwin, bu uzun yolculuğa çıkarak farklı türlerin nasıl oluştuğu sorusunu düşünmeye başladı.

Evrim Hakkında İlk Fikirler

Evrim kavramı, Darwin’den binlerce yıl önce ortaya çıkmıştı. Darwin’in büyükbabası, yaşamın ortak kökeni olduğu fikri ve evrim teorisine bazı etkileyici katkılarda bulunmuştur.

Darwin’in Teorisi

Darwin, Temmuz 1837’de bitki ve hayvan çeşitliliği hakkındaki düşüncelerini ve teorilerini bir defterde toplamaya başladı. Bu zamana kadar, türlerin evrimleşebileceğini (veya Darwin’in diliyle dönüşebileceğini) kabul etti. Araştırmasını Francis Bacon’ın ilkelerine göre yapmaya karar verdi – teorisini oluşturmadan önce gerçekleri bir araya getirecekti. Ekim 1838’de Thomas Malthus’un nüfusla ilgili çalışmasını okuyarak, nüfusların yiyecek bitene kadar artacağını ve sonra çökeceğini gösterdi. Burada var olma mücadelesi vardı.

Aralık 1838’de Darwin, yetiştiricilerin en iyi nitelikte hayvanları seçerek evcil hayvanları nasıl geliştirdiklerini düşünüyordu. Doğada seçim çevre tarafından yapılır. Çevreye en iyi uyum sağlayan yaşam formları hayatta kalır ve ürer. Bu doğal seleksiyondur. 1842’de, doğal seçilim yoluyla evrim olarak bilinen kavram üzerine ilk makalesini yazdı, fakat sadece kendi kullanımı için yazdı. 1845’te Galapagos Adaları’nda keşfettiği yeni ispinoz türleri hakkında çok daha önce oluşturduğu fikirlerini yayınladı ve orijinal bir türün tüm farklı türlere dönüşümünün hayal edebileceğini söyledi.

Görsel 3

Darwin hırslı bir bilim adamı olsaydı, 1839’da doğal seleksiyonla evrim teorisi yayınlardı, fakat yapmadı ve devam etti:

  • Yolculuğundan topladığı örnekleri değerlendirmek ve kanıt toplamak
  • Türlerin yapay seçilim yoluyla nasıl değiştirilebileceğini belirleyebilmek için hayvan ve bitki beslemek
  • Jeoloji de dahil çeşitli konularda kitap ve makaleler yazmak

Darwin’in Eli Zorlandı

18 Haziran 1858’de, 49 yaşında olan Darwin postasını açtı ve kötü bir haber aldı. Doğu Hint Adaları’nda keşif gezisinde olan genç, kendi kendini yetiştiren bir doğa bilimci olan Alfred Russel Wallace ile yazışıyordu. Wallace Darwin’in yazdığı bir makale hakkında fikrini sordu. Makale, doğal seçilim yoluyla evrim teorisini açıklamaktaydı. Darwin’in kanıt toplamak için yıllarını harcadığı, ancak hiçbir zaman yayınlamadığı teorisi. Darwin, Wallace’ın makalesinin seçtiği herhangi bir dergide yayınlanabileceği fikrini söyleyerek yanıtladı. Darwin, Wallace’ın makalesini bilimsel arkadaşları Charles Lyell’e (Wallace’ın talebiyle) ve Joseph Dalton Hooker’a gösterdi. Darwin bu sırada krizdeydi çünkü küçük oğlu çok hastaydı ve sonuçta 28 Haziran’da kızıldan öldü. Arkadaşları, aslında teoriye ilk Darwin’in ulaştığının farkındaydı. Darwin ve Wallace’ın ortak teorilerinin 1 Temmuz’da Linnean Derneği’nde okunması gerektiğine karar verdiler. Darwin okumaya katılmadı. Yeri oğlunun cenazesiydi. Nihayetinde, Darwin-Wallace gazetesinin okunması çok az ilgi uyandırdı.

Türlerin Kökeni

Darwin’in tüm oyunu değiştiren kitabı Türlerin Kökeni( genellikle biyoloji tarihinin en önemli kitabı olarak bilinir), 24 Kasım 1859 yılında halka açıldı ve kitapçılar anında 1250 kopya sattı. Tartışmalardan kaçınmak isteyen Darwin, Homo sapiens gibi belirli bir türün kökeni hakkında herhangi bir iddiada bulunmaktan kaçındı. Bunun yanında, büyükbabasının çok daha önceki teorisine katılarak şöyle yazdı:

Muhtemelen dünyada yaşamış tüm organik canlılar, yaşamın ilk kez solunduğu ilkel bir biçimden türemiştir.

Charles Darwin – Türlerin Kökeni, 1859

Sonraları Darwin kitabını düzenli olarak güncelledi ve farklı altı baskı yazdı. Darwinizm’in en bilinen fikirlerinden bazıları sonraki baskılara kadar ortaya çıkmadı: meşhur “en güçlünün hayatta kalması” ifadesi ilk kez 1869 beşinci baskıda ortaya çıktı. Dikkat çekici olarak, evrim kelimesi ilk kez 1872’de altıncı baskıda ortaya çıktı. Darwin, ortak ata teorisini desteklemek için özellikle farklı türlerin embriyolarının benzerliğinden etkilenmişti.

Daha Fazla Çalışma

1868’de Darwin, Evcilleştirme Altında Hayvanlar ve Bitkilerin Varyasyonu’nu yazdı. Kalıtım için bir mekanizma önerme ihtiyacı duyan ve Gregor Mendel’in bulduğundan habersiz, kalıtımı yanlış bir şekilde, pangenesis adı verilen bir süreçten kaynaklandığını dile getirdi. 1871’de Darwin’in İnsanın Türeyişi adlı kitabı ile insanların hayvan olduğuna dair kanıtlar sundu – bizler maymun ailesinin üyeleriyiz ve maymunların torunlarıyız. Darwin’in yaşamı boyunca, teorisine şiddetli bir muhalefet vardı. Örneğin büyük Alman patolog Rudolf Virchow, Darwin’e başından beri karşı çıktı ve bundan asla vazgeçmedi. 1877’de Virchow, insanın maymunlardan geldiği fikrinin toplumun ahlaki temellerine bir saldırı olduğunu söyledi. Alman devlet okullarında evrim teorisinin öğretilmesine izin verilmemesi gerektiğini dile getirdi. 1872’de Darwin, İnsan ve Hayvanlarda Duyguların İfadesi adlı kitabında insan psikolojisinin evrimine değindi ve insanla hayvan psikolojisinde benzerlikler olduğunu ortaya koydu. Türlerin evrimleştiği fikri, 1872’de Türlerin Kökeni’nin altıncı baskısı çıktığında, çoğu bilim adamı tarafından kabul edilmişti. Ancak doğal seçilim kavramı daha az kabul gördü. Darwin doğal seçilimin evrimsel dönüşümü ne kadar hızlandırdığını düşünürken, arkadaşı Charles Lyell’in tedriciliği savunmasından büyük ölçüde etkilenmişti. Ancak, 1930’da Ronald Fisher’ın Doğal Seleksiyonun Genetik Teorisi kitabının yayınlanmasından sonra, doğal seçilim yoluyla evrim bilim adamları tarafından geniş çapta kabul görmeye başladı. Fisher, doğal seçilim teorisini Gregor Mendel’in kalıtım yasalarıyla birleştirdi.

Bazı Kişisel Ayrıntılar ve Son

Darwin 29 Ocak 1839’da kuzeni Emma Wedgewood ile evlendi. Emma Wedgewood 29, Darwin 30 yaşındaydı. On çocuklarından üçü öldü. Oğullarından üçü; George, Francis ve Horace önemli bilim adamları oldular ve Kraliyet Cemiyeti’nin üyeleri seçildiler. George astronom, Francis botanikçi ve Horace ise mühendis oldu. Diğeri Leonard, Ronald Fisher’ın ilk eserinin yayınlanmasını finansal olarak destekledi. Darwin 1837’de, Beagle keşif gezisinden çok ciltli bir gözlem kitabı üzerinde çalıştığı ve türlerin dönüştürülmesini araştırmaya başladığında hastalandı.

1842’de ailesiyle Londra’nın dışındaki bir kır evine taşındı. Fazla sosyalleşmediği, ailesine odaklandığı, kitap ve makale yazdığı sakin bir hayat yaşadı. 1864’te Darwin, o zamanlar bilimdeki en büyük onur olan Copley Madalyası’na layık görüldü, bu jeoloji, zooloji ve botanik fizyoloji alanındaki önemli araştırmaları içindi.

Charles Darwin, 19 Nisan 1882’de 73 yaşında kır evinde kalp yetmezliğinden öldü. Londra’daki Westminster Abbey’e gömüldü.

Kaynak: https://www.famousscientists.org/charles-darwin/ 

Görsel Kaynak: https://www.thoughtco.com/charles-darwin-his-origin-of-the-species-1773841

Editör: Yasemin CANKAT

Ne düşünüyorsunuz?

6 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir