in

HavalıHavalı EntellektüelEntellektüel Sevgi DoluSevgi Dolu ÇılgıncaÇılgınca ŞaşkınŞaşkın ÇalışkanÇalışkan AğlamaklıAğlamaklı

Aristo Kimdir?

Aristo’nun Hayatı ve Daha Fazlası

İçindekiler

Tanım

Görsel 1: Aristo
Görsel 1: Aristo

Aristoteles’in batı kültürü ve bilimsel çalışmalarına oldukça büyük katkıları bulunmaktadır. Binlerce yıldır bizleri ondan ayıran, büyük kargaşaların olduğu dönemden kurtulan yazılarıdır ve bu yazılar, onun derinlemesine düşünen mükemmel bir zekaya sahip olduğunu göstermektedir.

Zamanla Aristo’nun çalışmalarının büyük çoğunluğunun bilimi ilerletmediği görülmüştür. Bununla beraber bazı istisnai durumlar da vardır. Örneğin; biyoloji ve jeoloji alanında yaptığı bazı çalışmalar ve biçimsel mantık çalışmaları.

Aristoteles’in felsefesi günümüzde hala incelenirken, bilimsel çalışmaları günümüzde geçerliliğini yitirmiştir.

İlk Yılları

Aristoteles 2400 yıl önce, MÖ 384 yılında Antik Yunanistan’da, Yunanistan’ın Makedonya eyaleti Stagira şehrinde dünyaya geldi.

Erken yaşamı çok rahattı. Babası Nicomachus bir doktor, annesi Phaestis zengin bir ailenin kızıydı. Yunan Adaları’nın en büyüğü Euboea’daki Chalcis kasabası yakınlarında oldukça büyük bir arazinin sahibiydiler.

Aristoteles genç bir çocukken babası Makedonya Kralı III. Amyntas’ın kişisel doktoru olarak atandı.

Aristoteles’in ebeveynlerinin ikisi de gençken vefat etti. Aristo daha sonra amcası ve bir doktor olan Atarneuslu Proxenus tarafından büyütüldü ve eğitildi.

Proxenus, Aristo’ya oğluymuş gibi iyi davrandı ve en iyi eğitimi alması için uğraştı. Bu eğitim, Antik Yunanistan için oldukça iyi bir eğitimdi.

Thales ve Pisagor gibi Yunan bilim adamlarının Antik Yunan’ın entelektüel bir güç olmasının üzerinden henüz iki yüzyıl geçmişti. Ariatoteles’in yaşadığı dönemde zengin Yunanlılar, çocuklarının akademik olarak başarılı olması beklenmekteydi.

Görsel 2: Seçilmiş Antik Yunan Bilim Adamlarının ve Filozoflarının Yaşamları
Görsel 2: Seçilmiş Antik Yunan Bilim Adamlarının ve Filozoflarının Yaşamları

Atina ve Platon

Atina’da ünlü olan filozof Platon, Atina’da Aristoteles’in doğduğu yıl ünlü bir akademi kurmuştu. Burada öğrenim ücretsiz, fakat Platon tarafından seçilen kişiler sadece okula kaydolabiliyordu.

Pisagor’un bir önceki okulunda olduğu gibi Platon Akademisi de her iki cinsiyetin de okula kaydolmasını memnuniyetle karşıladı.

Aristo henüz 17 yaşındayken Atina’ya gidip Platon Akademisi’ne katıldı. Burada bilim, felsefe ve matematik gibi birçok alanda eğitim gördü.

Görsel 3
Görsel 3

Aristoteles Platon Akademisi’nde 20 yıl kadar kaldı ve zamanla burada öğretmen oldu.

Büyük İskender’in Öğretmeni

Aristoteles, Yunan İmparatorluğu sınırlarında doğal dünya ile ilgilenmiştir. Pythias ile tanışıp evlendi ve bir kızı oldu.

MÖ 343’te Makedonya’ya döndü ve 41 yaşında Makedonya Kraliyet Akademisi’ne müdür oldu. Makedonya Kralı II. Philip’in oğlu İskender’in öğretmenliğini de yaptı.

İskender, dünyanın büyük bir kısmını fethettiği için Büyük İskender olarak bilinecekti. Aristoteles 13-16 yaşları arasında Kral Philip’in oğlu İskender’e felsefe, tıp, ahlak ve sanat alanlarında güçlü temelleri olan bir eğitim verdi. İskender, 16 yaşında babasının yokluğunda Makedonya’ya hükümdar oldu.

Aristo öğrencisi olarak İskender’i kabul etmeden önce Kral II. Philip’ten;

  • Aristo’nun yok ettiği memleketi Stagria’nın yeniden inşa edilmesini,
  • Stagria’nın sürgünde olan vatandaşlarının geri dönmesine izin verilmesi ve
  • Stagria’nın köleleştirilmiş eski vatandaşlarının herhangi birinin özgür bırakılmasını istemiştir.

Genç İskender’i bu toprakları fethedip orada bulunan insanlara hayvan muamelesi yapmaya çağırdı. (Bu, bir önceki yüzyılda iki kez halkın Pers kralının ordularının kendilerine boyun eğme girişimine karşı savaştığı Antik Yunanistan’da ortak bir görüştü.)

İskender, Hindistan’a kadar doğudaki toprakları fethetti, fakat fethedilen topraklardaki insanlara Aristo’nun önerdiğinden daha nazik bir şekilde davranıldı. Mümkün olduğunca halkı yok etmek yerine daha önceden düşmanlıkları bulunan şehirler ile ittifak kuruldu ve generallerden ve askerlerden, fethedilen topraklarda yaşayan kadınlarla evlenmeleri istendi.

Aristoteles’in Bilimi

Aristoteles, var olan tüm entelektüel faaliyetlerden bir miktar istiyordu.

Şiir, siyaset, din, retorik, mantık, edep, teori, müzik, metafizik ve temelde felsefe gibi pek çok sayıda eser yayımladı.

Ayrıca, kısaca değineceğimiz önemli bilimsel çalışma grupları da yayımladı.

Kimya ve Simya

Antik Elementler

Modern kimya, periyodik cetvelin elementlerine ve bileşiklerine dayanmaktadır.

Aristoteles’in ‘kimyası’, MÖ 490-430 yıllarında Empedokles’in geliştirdiği sisteme dayanmaktaydı.

Empedokles, çevremizdeki tüm maddeleri üretebilmek için dört unsurun bir araya geldiğini ileri sürdü. Bu dört element ise; hava, su, toprak ve ateş.

Empedokles ve Aristo, tüm maddelerin aynı olduğunu düşünüyordu fakat var olan özelliklere göre farklı davrandı. Örneğin, altın ve kurşun metalleri aynı maddeden üretilmişti fakat farklı oranlarda hava, toprak, su ve ateş özelliklerini içeriyordu. Bu sebeple, Hava, su, toprak ve ateş oranlarını ayarlayarak bir maddeyi bir diğerine dönüştürülebilir.

Aristoteles’in Mükemmel Birinci Elementi

Aristoteles, dört unsur konusunun üzerine çokça düşündükten sonra bunu, ilk unsur olarak isimlendirdi ve daha sonra öz olarak isimlendirildi. Bu element aslında Dünya’da yoktu, sadece gökte mevcuttu.

Aristoteles, dünyada bulunan dört elementin düz çizgiler halinde hareket ettiğini düşünüyordu fakat ‘ilk element’ dairesel bir yol izliyordu ve bu sayede gök cisimlerinin Dünya’nın etrafındaki dairesel yollar çizdiğini açıklamış oldu. Bu mükemmel ‘ilk element’ diğer dört element ile birleşmedi ve sonsuza kadar tek başına kaldı. Güneş, ay, yıldızlar ve gezegenler bu elementi içerdikleri için mükemmel kabul edildi.

Aristoteles’in Elementleri

Aristoteles’in fiziğinde yerçekimi diye bir kavram yoktur. Bu kavramın yerine maddeler, mevcut olan beş elementin oranlarına bağlı ‘doğal seviyelerini’ keşfettiler. Örneğin, bünyesinde çok miktarda su olan herhangi bir şeyin önemli seviyede toprak içeren herhangi bir şeyin üzerinde olacak şekilde normal seviyesine ulaşabilmesi için öz, ateş ve hava içinden azalacaktır.

  • ÖZ
  • ATEŞ
  • HAVA
  • SU
  • TOPRAK

Aristoteles’in bazı hataları düzeltilmesine karşın düzeltilenler göz ardı edildi.

Örneğin, Aristoteles’in evrende var olan her şeyin dünyanın yörüngesinde döndüğünü iddia etmesin 100 yıl sonra, Aristarchus dünyanın ve diğer gezegenlerin dünyanın yörüngesinde döndüğünü doğruladı. Aristarchus ayrıca, Aristoteles’in dünyanın hareketsiz kaldığını savunduğu iddiasını, dünyanın kendi ekseninde döndüğünü düşündüğü teorisiyle çürüttü.

Aristoteles’in görüşü, Nicolas Copernicus 1543 yılında bilimsel devrime başlayana kadar bu düşünce savaşı yaklaşık 2000 yıl boyunca sürdü.

Galileo nihayet 1600’lü yılların başında zihnin gücünü deneyselliğin gücü ile birleştirip belirleyici adımların atılmasını sağladı. Galileo’nun deneyleri, doğanın algılanan sorunlarına cevaplar aradı ve şuanda bildiğimiz fizik biliminin temellerinin oluşturulmasına izin verdi.

Aristoteles’in Simya Üzerindeki Etkisi

Aristoteles, simya bilimini beş Antik Yunan unsuru etrafında toplandı.

Simyacılar, Aristoteles’in özünün çok az bir miktarının Dünya’ya sürüklendiğine ve özelliklerinden faydalanıldığında hastalıkları tedavi edebileceğine inanıyordu. Bazıları, diğer metallerin altına dönüştürebilmek ve onu tüketen insanlara sonsuz bir hayat vaad eden Felsefe Taşı ile özdeşleştirmek için geldi.

Modern kimya, simyacıların geliştirmiş olduğu pratik çözümlere borçludur. Ancak Empedokles ve Aristo’nun düşüncelerine dayalı teoriler 2000 yılı aşan bir üredir kimyanın gelişimini engellemektedir.

Biyoloji

Biyolog Aristo, kimyaya yönelik son derece teorik yaklaşımının aksine diseksiyon yapan hayvanları incelerken ellerini kirletmekten fazlasıyla mutluydu. Babası ve amcası, Aristo’nun hayatını etkilemiş doktorlardı. Biyolojik gözlemleri, kimyasal gözlemlerine oranla daha doğruydu.

Kitapları günümüzde hala okunabilen ilk doğa bilimciydi.

Aristoteles, özelliklerine göre hayvanları ayırarak kendi hayat sınıflandırmasını oluşturdu. Bu grupların her birini bir cins olarak isimlendirdi ve 11 tanesini belirledi.

Balıkçılar ile denize açılan Aristo, vahşi hayatı gözlemleyerek balıkçıların avlanmalarını inceledi.

Yunusların balık olmadığını öne süren ilk bilim adamıydı. Akciğerleri olduğunu ve yavruların anne sütüyle beslendiğini ve yunusların yavrularını doğurduğunu gözlemledi. Yunusları, balinalar ile birlikte Cetacea isimli cinste gruplandırdı.

Sonuç olarak 600’e yakın yaşam türünü tespit etti.

Daha sonraları Carolus Linnaeus gibi biyologlar tarafından kabul edilen bu yöntem, türleri ortak özelliklerine göre farklı gruplara yerleştiren ilk bilim insanıydı. Bu yöntem, DNA karşılaştırması keşfedilene kadar kullanıldı.

Biyoloji alanında oldukça iyi olmasına rağmen Aristo, bu bilim alanında açıklanamayacak hatalar yaptı, örneğin; Andreas Vesalius’un 1543’te De Humani Corporis Fabrica isimli çalışmasında şu yorumda bulunduğu gibi:

“Aristoteles ve diğerleri, erkeklerin kadınlardan daha fazla dişi olduğunu söylüyor; Kimsenin diş sayması engellenmediği için bunun yanlış olduğunu söylemek benim için olduğundan daha zor değil.” ANDREAS VESALİUS (Anatomist), 1514- 1564

Aristo, modern biyologların aksine diğer yaşam formlarının bir amaç için tasarlanmış olduğuna inanıyordu.

Ayrıca bazı organizmaların da kendiliğinden var olduğuna inanıyordu. Bu da yakın zamana kadar devam eden hatalardan biriydi. Antonie van Leewenhoek, Theodor Schwann ve Louis Pasteur gibi bilim adamlarından elde edilen kanıtlar sonrasında Aristoteles’in hatalı olduğunu ortaya koydu.

Jeoloji

Büyük jeolog Charles Lyell, Aristoteles’in gezegenimizin yüzeyine dair zeki gözlemlerine dikkat çekti. Aristo, kuruyan göller, ıslanan çöller ve patlayan volkanlar sonucunda oluşan adaları gözlemlemiş ve dünya yüzey özelliklerinin kalıcı olmadığını bulmuştur.

Aristoteles, yeryüzünde görülen değişikliklerin çoğunun insanlar tarafından anlaşılmadığını ve zaman ölçülerinde insan yaşamından daha uzun sürede oluştuğunu yazdı.

Astronomi ve Fizik

Aristoteles, deney veya ölçümler yaparak değil de sadece gözlemler yaparak evreni anlamaya çalıştı. Bu, başarılı teoriler oluşturmasını engelleyen bir durum oldu.

Bundan bahsederken, saf düşüncelerin önemini vurgulamak önemlidir: Örneğin, Albert Einstein’ın düşünce deneyleri, fizik anlayışımızda bir devrim oluşturdu.

Bununla beraber, Einstein ve Aristo arasındaki belirgin fark, Einstein’ın modern fiziği formüle ederken diğer bilim insanlarının deneyleri sonucu elde ettikleri sayıları ve hesaplamaları kullanmasıdır.

Aristoteles’in fiziği, bilim kadar felsefeyi de kapsıyordu ve bu onun en büyük zayıflığını oluşturuyordu.

Aristoteles deneysel bir fizikçi olsaydı eğer, 2000 yıl önce Galileo’nun yaptığı deneysel araçlara sahip olacaktı ve büyük ihtimalle insanlar şuana kadar yıldızlara ulaşmış olacaktı.

Aristoteles’in fiziğini okurken, evreni anlamaya çalışan çok güçlü bir zihin hissedilir.

Aristoteles’in fiziği yüzyıllarca devam etti ve sonunda Katolik Kilisesi’nin öğretileriyle kaynaştı. Bu sayede Aristoteles’in fiziğinin ya da astronomisinin sorgulanması kilisenin sorgulanması olarak algılandı.

Aristoteles’in uzun yıllar süre biliminin herhangi bir çıkmaz sokağa yönlendiren hataları:

  • Copernicus ve Kepler, dünyanın güneşin etrafında döndüğünü tespit ettiler – Aristoteles, güneşin dünyanın yörüngesinde döndüğünü söyleyerek yanıldı.
  • Galileo, Jüpiter’in yörüngesinde dönen uyduları keşfetti ve cennetteki her şeyin dünyanın yörüngesinde olmadığını kanıtladı- Aristoteles ise göklerdeki her şeyin dünyanın yörüngesinde olduğunu söylerken yanıldı.
  • Galileo’nun teleskopu, aydaki dağları ve kraterleri açıkça gösterdi ve ayın mükemmel olmaktan uzak olduğunu kanıtladı- Aristoteles ise göklerin mükemmel olduğunu söylerken yanılmıştı.
  • Galileo’nun deneyleri, bir şeyin dünyaya düşme hızının kütlesine bağlı olmadığını kanıtladı- Aristoteles ise ağır nesnelerin dünyaya daha hafif olanlardan daha hızlı düştüğünü söylerken yanılıyordu.
  • Galileo, bir kuvvetin aksini yapmasına neden olmadıkça, nesnelerin aynı hızda düz bir çizgide hareket etmeye devam ettiğini keşfetti. Aristoteles ise bir şeylerin ancak onlara güç uygulamaya devam ederseniz ilerlemeye devam ettiğini söylerken yanılıyordu.

Tehlikede Olanları Sayıları Yoksay

Aristoteles, Metaphysica isimli eserinde Pisagorcuların bakış açısına kulak verip daha iyi sonuçlar elde edebilirdi.

Aristoteles’in Mantığı

Aristoteles’in, mantıksal argümanlarının sistematikleşmesini sağlayan bir mantık çalışması kurdu. Bu mantık çalışması bilinen bilgilerin bir noktayı kanıtlamada kullanıldığı kıyaslama yöntemi ile ünlüdür.

Kıyaslamada, doğru olduğuna inanılan biri büyük biri küçük iki öncül iyi bir sonuç çıkarmada kullanılır. Kıyaslama argümanı hem batı felsefesine hem de orta çağda Batı felsefesine hakim oldu.

Aristoteles’in kendisi için verdiği basit bir kıyaslama örneği:

  • Bütün insanlar ölümlüdür.
  • Sokrates bir insandır.
  • Bu sebeple Sokrates de ölümlüdür.
  • Aristoteles, düşünceleri yanlışsa, sonucun da yanlış olacağının farkındaydı. Amerikalı gazeteci ve Civil War Veteran Ambrose Bierce’nin The Devil’s Dictionary isimli kitabı için uydurmuş olduğu, oldukça yanlış olan ünlü kıyaslaması:
  • Ana Önerme: Altmış adam, bir işi bir kişiye göre altmış kat daha hızlı yapabilir.
  • Küçük Önerme: Bir kişi altmış saniyede bir direk deliği kazabilir; bu nedenle-
  • Sonuç: Altmış adam bir saniyede bir direk deliği kazabilir.
  • Aslında, mantık ve matematiği birleştirmek, Öklid’in en büyük matematiksel çalışması olan Elementleri üretmekti. Aristoteles’in yaşamında var olduğuna inanılan Öklid, sonucu bugün bile ilk yazıldığı zamanki kara doğru olan iki boyutlu geometride kanıtlar türetmiştir.
  • Bazı Kişisel Detaylar ve Son
  • Aristoteles’e adil yaklaşmak gerekirse, fiziksel dünyaya ilişkin neredeyse 2000 yıldır güvenildiğini hatırlamamız gerekir. Daha yeni pek çok fikir uzun yıllar değişikliklere direnmeyebilir.
  • Pythias ile evlendikten yaklaşık 10 yıl sonra öldü. Aristoteles daha sonra memleketinden Herpyllis isimli bir kadınla evlendi ve bir oğlu oldu. Bu evliliğin ne zaman gerçekleştiğine dair ayrıntılı bilgiler bulunmamakta. Aristoteles oğluna babasını ismini (yani Nicomachus) ismini verdi.
  • MÖ 335 yılında tam 49 yaşında olan Aristo, Atina’ya dönerek kendi okulu olan Peripatetik Okulu’nu kurdu. Belirli bir görüş ya da öğretiyi destelemedi ve okulunun, farklı fikir ve bilimsel teorileri sorgulamak ve incelemek için olduğunu savundu.
  • Okul, Büyük İskender’in ölüm haberinin Yunanistan’ı sarsmasına kadar başarılı bir şekilde çalıştı.
  • 32 yaşında olan İskender, MÖ 322 yılında Makedon anavatanından uzakta Babil’de vefat etti.
  • İskender’in Makedon ordusu, Antik Yunanistan’ı birleştirmişti fakat çok fazla kan dökülmedi. İskender’in ölümü ile Atina’ Makedon karşıtı bir duygu gelişmesine neden oldu. Bu durum sonucunda MÖ 322 yılında Makedon olan Aristoteles annesinin Chalcis’teki mülküne kaçtı.
  • Aristoteles, geldikten bir süre sonra 62 yaşında Chalcis’te doğal sebeplerden dünyaya gözlerini yumdu. Orada ilk eşi Pythias’ın yanına defnedildi.

Kaynak: https://www.famousscientists.org/aristotle/

Görsel Kaynak: https://kidega.com/yazar/aristoteles-001122

Editör: Seray YETKİN

Ne düşünüyorsunuz?

5 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir