in

Fildişi ve DNA Analizi Kaçakçılığı

Fil Fildişi DNA Analizi Kaçakçılık Şebekelerini Ortaya Çıkardı: Giriş

Giriş

Son zamanlarda yapılan araştırmalara  göre fil dişlerini Afrika’dan yasal olmayan yollarla yurt dışına çıkartan üç kadar  grup tespit edilmiştir.Araştırmacılar kaçırılan fil dişlerinden buldukları DNA analizleri , telefon kayıtları, plakalar, mali kayıtlar ve nakliye belgelerinden yararlanarak elde ettiği verilerle kıtada bulunan insanların verilerini de kullanarak insan ticareti operasyonlarını haritalandırdılar ve kaçakçılık yapan suçlular bu yöntemle belirlendi.Bu çalışma Nature Human Behavior dergisinde yayınlandı

Yapılan araştırmalarda görev almayan ama  Mason Üniversitesinde yasa dışı ticaret ile ilgili araştırmalar yürüten Louise Shelley ‘Genetik analizlere ve ilgili diğer belgelere ulaştığınızda artık yasa dışı tedarik zincirini anlamaya başlarsınız’ demiştir.

Bir çalışmanın ortak yazarlarından biri olan Samuel Wasser ,bulguların, kanun yaptırımı ile, suç örgütleri tarafından kolayca değiştirilen düşük seviyeli kaçak avcılar yerine bu ağların liderlerini hedef almasının daha yararlı olacağını umduğunu söylemiştir.

Washington Üniversitesinde Çevre Adli Bilimleri Merkezini yöneten Wasser,fildişi ile birleştirilen ülke dışına fildişi  ihraç edilen ticareti durdurulabilir ise önemli rol oynayacaktır.”dedi.

Afrika’da ki fil nüfusu günler ,yıllar  geçtikçe azalmaktadır.Bundan 100 yıl önce Afrika ‘da 5 milyon fil olduğu tahmin edilirken 1979 da bu sayı 1.3 milyona düşmüştür günümüzde ise 415.000 civarında bir rakam belirlenmiştir.

1989 yılında bu azalmayı önlemek için uluslararası fildişi ticaretine yasaklar uygulansa da düşüşü önlemedi. Her yıl, 1 milyon pound (500 metrik ton) haşlanmış fil dişleri Afrika’dan yurt dışına gönderiliyor genellikle Asya’ya gönderildiği tahmin ediliyor.

Geçtiğimiz son 20 yılda Wasser’in kafasında birkaç önemli kilit soru dolaşıyor: Fildişinin çoğu nerede avlanıyor, onu kim yada kimler taşıyor ve kaç kişi var?”

Wasser öncelikle Kenya, Singapur, Hong Kong, Malezya ve başka yerlerde fildişi sevkiyatlarını durdurdu.Daha sonra onunla iletişime geçen vahşi yaşam yetkilileri ile beraber çalışmaya başladı. DNA analizi yapmak için pek çok ülkeden fildişi örnekleri topladı. 1995 den günümüze kadar 4.300 den fazla kaçırılan fillerin dişlerinden örnekler  topladı.

Bu çalışmada yer almayan ama Princeton Üniversitesinde biyolog olarak görev alan Robert Pringe “Bu inanılmaz, dikkate değer bir veri seti”Bu verilerle “Bağlantıları tespit etmek ve güçlü çıkarımlar yapmak kolay ve etkili hale geliyor.”dedi.

2004 yılda Wasser yaptığı çalışmada fil dişlerinden ve gübrelerinden elde edilen DNA ile birkaç yüz kilometre içinde bulunan bazı evlerin nokta atışı yapılarak bulunabileceğini belirtti.2018 yılında iki farklı filden alındığı düşünülen örneklerden aynı DNA elde edilince aslında aynı filden kaçırılmadan önce ve sonra kaçırıldığı yerden örnek alındığı gözlemlendi. Böylece hangi kaçak avlanma ağından kaçırıldığı tespit edildi.

Yeni yapılan araştırmalarda fillerin ebeveynleri ve yavrularının yanı sıra daha az benzer olan kardeşlerin de DNA larını tanımlayabilecek bir yaklaşımla sürdürülüyor.Yapılan bu çalışmalar sayesinde Afrika’da yapılan bu çalışmaların arkasında az sayıda suç gruplar olduğu belirlendi.

Dişi filler yaşamları boyunca aynı  ailede kaldıkları ve erkek fillerin de sürüden çok uzaklaşmadıkları göz önüne alındığında araştırmacılar yakın aile üyelerinden gelen dişlerin aynı zamanda ve aynı grup tarafından avlandığı hipotezini öne sürmüşlerdir.Bu tür genetik bağlantılar ve cep telefonu kayıtları, araç plakaları, nakliye belgeleri ve mali tablolar gibi veriler yetkililerin bir taslak oluşturup  yeni planlar yapmasına yardımcı olabilir.

Çevre suçları üzerinde 25 yıldır  çalışan Ulusal Güvenlik Soruşturmaları Ofisi’nden Özel Ajan John Brown III, daha önce bir fildişi sevkiyatına el konulduğunda, bir el koymanın yetkililerin suçun arkasındaki örgütü belirlemesine izin vermediğini söyledi.Aynı zamanda ortak yazar da ola Brown  bilim insanlarının DNA bağlantıları ile ilgili çalışmalarının kendisinin bireysel nöbetleri arasındaki bağlantılara karşı uyarabileceğini belirtti.Brown:’ Bu işbirlikçi çaba kesinlikle devam etmekte olan çok uluslu çok uluslu soruşturmaların bel kemiği olmuştur” dedi.

Tanzanya, Kenya, Botsvana, Gabon ve Kongo Cumhuriyeti bölgelerini de içinde bulunduran birkaç kaçak avlanma noktası belirlediler.Dişler genellikle nakliye konteynırlarındaki diğer kaçak mallarla birleştirilmek için başka bir yerdeki depolara taşınır, daha sonra da limanlara gönderilir. Fildişi kaçakçılık ticareti merkezleri Uganda, Kampala; Mombasa, Kenya; ve Lome, Togo’dur.

Wasser bu tür bir soruşturmadan dolayı yakın tarihlerde iki  şüpheli kişinin tutuklandığını belirtmiştir.

Araştırmacılar fildişi  kaçakçılığı yapan grupların sadece fildişi değil başka şeylerin de kaçakçılığını yaptığını belirtmiştir.Örneğin;Örneğin, pangolin pullarının dörtte biri – ağır şekilde haşlanmış karıncayiyen benzeri bir hayvan.

Araştırmalara dahil olmayan ama  fikirleini belirten bir diğer isim Princeton Üniversitesi evrim biyoloğu Brian Arnold,”Bu ağlarla yüzleşmek, genetiğin koruma amacıyla nasıl kullanılabileceğinin harika bir örneğidir” dedi.

Kaynak: DNA analysis of elephant ivory reveals trafficking networks (phys.org)

Görsel Kaynak: http://darkroom.baltimoresun.com/2016/04/ivory-statues-collected-in-nairobi-will-be-burned/apphoto_kenya-ivory-burning-3/

Editör: Ecem Bolat

Ne düşünüyorsunuz?

4 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir