in

Ektodermal Displazi

Ektodermal Displazi: Tanım, Sıklık, Nedenler, Kalıtım Modeli ve Hastalığın Diğer İsimleri

İçindekiler

Tanım 

Kraniyoektodermal displaziyi tanımlarken vücudun birçok kısmını etkilerine maruz bırakan bir hastalık ifadesini kullanmamız gayet yerinde olacaktır. En bilindik özellikleri olarak, kemik anormallikleri ve deri, saç, tırnaklar ve dişleri içeren ektodermal dokular olarak bilinen belirli dokuların anormal gelişimlerini sayabiliriz. Bu hastalığın belirti ve semptomları, bu hastalıktan muzdarip bireyler arasında, hatta aynı ailenin üyeleri arasında bile farklı şekillerde baş gösterir.

Kafatasının ve yüzün belirgin anormallikleri, gibi problemler kranioektodermal displazili kişilerde sıklıkla karşılaştığımız semptomlardır. Bu hastalıktan mustarip bireylerin çoğunda, belirli kafatası kemiklerinin anormal füzyonunun (sagital kraniyosinostoz) sebebiyet verdiği belirgin bir alın (ön çıkıntı) ve uzun bir kafa (dolikosefal) karşımıza çıkar. Bu durumdaki kişilerde çeşitli yüz anormallikleri ortaya çıkabilir; bunlar arasında geriye doğru da dönebilen alçak kulaklar, gözlerin iç köşeleri (telecanthus) arasında artan mesafe ve diğerlerinin yanı sıra yukarıya veya aşağıya bakan gözlerin dış köşeleri (yukarıya doğru veya aşağıya doğru eğimli palpebral yarıklar) gibi sonuçlardan da bahsedebiliriz.

İskeletin bahsettiğimiz kemikleri dışında kalan kemiklerin gelişimi de bu durumdan nasibini alır. Kol ve bacakların uzun kemiklerindeki anormallikler (metafiz displazisi) kısa uzuvlara ve boy kısalığına zemin hazırlar. Buna ek olarak, bundan mustarip bireylerin parmakları genellikle normal bireylere oranla kısadır(brakidaktili). Bu hastalıktan muzdarip bireylerin bir kısmında kısa kaburga kemikleri ve dar göğüs kafesi gibi özellikler vardır, bu da özellikle bundan etkilenen yeni doğanlarda solunum problemlerine meydan verebilir.

Kraniyoektodermal displazili bireylerde seyrek saç, küçük veya eksik dişler, kısa tırnak ve ayak tırnakları ve gevşek bir cilt ile karşılaşmamız , bu hastalığın neden olduğu ektodermal dokuların anormal gelişiminden kaynaklandığı içindir.

Vücuttaki ek organlar ve dokular da kraniyoektodermal displaziden nasibini alan vücudun büyük çoğunluğu arasında yer alır. “Nefronofitiz” olarak bilinen bir böbrek bozukluğu bu hastalıktan mustarip bireylerin birçoğunda karşımıza çıkan bir rahatsızlıktır ve son dönem böbrek hastalığı olarak bilinen, hastaların hayatını alarma geçiren  böbrek fonksiyonu yetmezliğine neden olabilir. Karaciğer, kalp veya göz anormallikleri de Kraniyoektodermal displazinin bireylerde bıraktığı sonuçlardandır.

Sıklık

Bu hastalığa ait yaklaşık olarak 40 vaka Tıp literatürüne kayıt edilmiştir. Dolayısıyla nadir bir genetik hastalık olarak kabul edilir. Kraniyoektodermal displazinin, tekrarlanma sıklığı ise henüz bulunamamıştır.

Nedenler 

Kraniyoektodermal displaziye bahsedeceğimiz en az dört genden birindeki mutasyonlar sebebiyet verir: WDR35, IFT122, WDR19 veya IFT43 geni. Bu genlerin her birinden üretilen protein, “IFT kompleksi A (IFT-A)” diye tanımlanan bir protein kompleksinin bir parçasıdır (alt birim). Hücrelerin yüzeyinden dışarı çıkan ve “silia” diye tanımladığımız parmak benzeri yapılar bu kompleksin konakladığı yerlerdir. Bu yapılar, birçok hücre ve doku türünün gelişimi ve işlevi açısından büyük bir öneme sahiptir.

IFT-A kompleksi, intraflagellar taşıma diye bilinen maddeleri silia içinde hareket etmesini sağlayan bir süreçte rol alır. Bu yapıların kurulumu ve bakımı için bu hareket bir görev üstlenmiştir. IFT-A kompleksinin materyalleri ulaştırma yönü hakkında şöyle bahsedebiliriz; uçtan kirpiklerin tabanına.

Yukarıda bahsedilen dört genin (WDR35, IFT122, WDR19 veya IFT43 geni) herhangi birindeki mutasyonlar, IFT-A alt  birimlerinden birini olumsuz yönde etkileyerek miktarını ve işlevini azaltır. IFT-A kompleksinin tek bir bileşeninin yetersizliği veya anormal işlevi, kompleksin bütününün mekanizmasını bozarak kirpiklerin montajını ve bakımını olumsuz etkiler. Daha az sayıda, şekil ve yapı bakımından anormal kirpiklerin kaynağı bu genlerdeki mutasyonlardır. Mekanizma hala aydınlatılmamış olsa da yani net olmasa da normal kirpiklerin kaybı kemiğin, ektodermal dokuların, diğer doku ve organların uygun gelişimini bloke ederek kranioektodermal displazinin sonuçlarını ortaya çıkarır.

Kraniyoektodermal displazili kişilerin yaklaşık yüzde 40’ında mutasyonlarla karşılaşılır. Bilinen dört genden birinde mutasyon olmamasına rağmen yine de bu hastalığın görüldüğü vakalarda vardır. Bu vakalarda neden Kraniyoektodermal dispilazinin neden kaynaklandığı bilinememektedir.

Kalıtım Modeli

Bu hastalık nesillere otozomal çekinik olarak geçer, bu da her hücredeki genin her iki kopyasının da mutasyona sahip olduğunu kanıtlar niteliktedir. Otozomal çekinik hastalığı olan bir bireyin ebeveynlerinin her biri mutasyona uğramış genin bir kopyasını barındırır, lakin tipik olarak durumun belirti ve semptomlarını yansıtmazlar.

Bu Hastalığın Diğer İsimleri 

  • CED
  • Sensenbrenner Sendromu

Kaynak: https://medlineplus.gov/genetics/condition/cranioectodermal-dysplasia/

Görsel Kaynak: https://juyhw1n8m4a3a6yng24eww91-wpengine.netdna-ssl.com/wp-content/uploads/2016/02/img_9348-72.jpg?w=300

Editör: Meryem GÖKOĞLU

Ne düşünüyorsunuz?

5 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir