in

Doğuştan Diseritropoietik Anemi

Doğuştan Diseritropoietik Anemi: Tanım, Sıklık, Nedenler ve Kalıtım Modeli

İçindekiler

Tanım 

Doğuştan diseritropoietik anemi (DDA) kırmızı kan hücrelerinin gelişmesini etkileyen kalıtsal bir kan hastalığıdır. Bu hastalık kırmızı kan hücresi azlığı sonucu oluşan anemi hastalığının bir türüdür. Bu kıtlık vücut hücrelerine yeterli oksijen miktarının ulaşmasını engellemektedir. Bu hastalığın belirtileri olarak yorgunluğu (yorulma), zayıflık, soluk beniz ve diğer sorunları ekleyebiliriz.

Araştırmacılar DDA için üç tane ana tür belirlediler: tip I, tip II ve tip III. Bu üç farklı türün genetik nedenleri farklı olmasına karşın benzer bulgu ve belirtileri vardır.

DDA tip I hafiften şiddetliye doğru karakterize edilebilir. Bu tür genellikle çocukluk veya ergenlik çağında teşhis edilse bile, bazı vakalar doğumdan önce de belirlenebiliyor. Birçok hasta birey sarıya çalan bir ten rengine ve gözlere (sarılık), genişlemiş karaciğer ve dalağa (hepatosplenomegali) sahiptir. Bu hastalık ayriyeten vücudun demiri fazla emmesine neden olduğundan doku ve organlarda hasara neden olur. Özel olarak fazla demir birikimi anormal kalp atışına (aritmi), kalp yetmezliği, şeker hastalığı ve kronik karaciğer hastalığına (siroz) neden olabilir. Nadiren DDA tip I hastaları iskelet anormallikleriyle doğarlar, çoğunlukla bu anormallikler parmakları ve/veya ayak parmaklarını kapsar.

DDA tip II hastalığı orta dereceden şiddetliye kadar ayrılabilir ve çoğunlukla hasta bireylerde sarılık, hepatosplenomegali ve safra keselerinde sert birikintilerden oluşan safra taşları bulunur. Hastalığın bu türü genellikle ergenlikte ya da yetişkinliğin erken dönemlerinde fark edilir. Demirin anormal birikimi tipik olarak 20 yaşından sonra ortaya çıkar ve kal rahatsızlığı, şeker hastalığı ve sirozun da içinde bulunduğu karışıklıklara yol açar.

DDA tip III’ün bulgu ve belirtileri bu hastalığın diğer türlerine kıyasla daha orta derece olmaya eğilimlidir. Birçok hasta bireyde hepatosplenomegali bulunmaz ve doku ve organlarda demir birikimi yaşanmaz. Yetişkinlikte gözün arkasındaki (retina) özelleşmiş dokuların anormallikleri görmede bozukluğa yol açabilir. DDA tip III hastalarının bazılarında ayriyeten kan rahatsızlığı olarak bilinen beyaz kan hücrelerinin kanserleşmesine neden olabilen monoklonal gammopati (çoklu miyelom) görülür.

Başka birçok DDA çeşitleri keşfedilmiştir, lakin o türlerin ortaya çıkması çok nadirdir ve onlar hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Araştırmacılar bu çeşitlerin genetik nedenlerini bir kere keşfettiklerinde, bilinmeyen türler bu üç ana DDA türleri arasına girebilir.

Sıklık 

Dünya çapında yüzlerce DDA vakası bildirilmiştir. DDA tip II türü bu türler arasında en yaygınıdır, 300’den fazla vaka tespit edilmiştir. DDA tip III aralarında en nadir olan türdür, İsveç, Arjantin ve Birleşmiş Milletler’den sadece birkaç ailede bu hastalığın olduğu bildirilmiştir. DDA tip I’in etki alanı bilinmemektedir. Çünkü DDA çok nadir, bulgu ve belirtileri diğer hastalıklarla örtüşmektedir. Bundan dolayı birçok vaka teşhis edilememiş ya da diğer hastalıklar olarak yanlış teşhis edilmiştir.

Nedenler

DDA tip I genellikle CDAN1 genindeki mutasyonlar sonucu oluşur. Bu genin çalışması hakkında bilgiler çok değildir ve bu gendeki mutasyonların DDA tip I rahatsızlığının karakteristik özelliklerine nasıl neden olduğu bilinmemektedir. Bu hastalığa sahip bazı bireylerde CDAN1 genindeki mutasyonlar tanımlanamamıştır, bu durum araştırmacıların bu hastalığa başka en az bir genin daha neden olduğuna inanmalarına yol açıyor.

DDA tip II SEC23B genindeki mutasyonlar neden olur. Bu gen hücre içindeki başka proteinlerin taşınmasındaki gerekli bir proteinin yapımındaki talimatları içerir. Kırmızı kan hücrelerinin gelişimi boyunca bu protein ihtiyaç duyulan bölgelere gerekli proteinlerin taşındığından emin olunmasına yardımcı olabilir. Araştırmacılar SEC23B genindeki mutasyonların nasıl DDA tip II hastalığının bulgu ve belirtilerine neden olduğunu öğrenmeye çalışıyorlar.

DDA tip III hastalığının genetik nedenleri bulunamamıştır. Kromozom 15, 15q22 olarak tasarlanmış kromozomun uzun kolundaki bir gendeki mutasyonların neden olması muhtemel. Araştırmacılar bu hastalığın oluşmasında etkili olabilecek özel bir gen için araştırmaya devam ediyor.

DDA hastalığına neden olan genetik değişiklikler kırmızı kan hücrelerinin normal gelişmelerini bozar, bu durum eritropoiez olarak bilinir. Diseritropoiez adındaki durum anormal kırmızı kan hücre oluşumu demektir. DDA hastalığı olan insanlarda olgunlaşmamış kırmızı kan hücreleri olan eritroblastlar olağandışı şekilli ve başka anormallikleri (örneğin fazladan çekirdek) vardır. Bu anormal eritroblastlar olgunlaşmış kırmızı kan hücrelerine dönüşemezler. Bu durum sağlıklı kırmızı kan hücrelerinin azlığına, hepatosplenomegali ve anormal demir birikimi gibi karmaşıklıkların yanı sıra aneminin karakteristik bulgu ve belirtilerine yol açar.

Kalıtım Modeli

DDA hastalığının kalıtımı hangi tür olduğuna bağlıdır. DDA tip I ve tip II otozomal çekinik desende yani her iki hücrede de ilişkili genlerin her iki kopasının da mutasyona uğradığı durumda kalıtsaldır. Otozomal çekinik durumundaki bir bireyin ebeveynlerinin her biri mutasyonlu genin birer kopyasını taşır, lakin tipik olarak bu hastalığın bulgu ve belirtilerini göstermezler.

Bazı ailelerde DDA tip III otozomal baskın desende görülmüştür. Otozomal baskın desen her hücrede değişmiş genin bir kopyasının bulunması hastalığa neden olmada yeterli olan bir durumdur. Bu ailelerde hasta bireyin bir ebeveyni ve diğer akrabalarında bu hastalık gözükür.

Bu Hastalığın Diğer İsimleri

  • Anemi, diseritropoietik, doğuştan
  • DDA

Kaynak: https://medlineplus.gov/genetics/condition/congenital-dyserythropoietic-anemia/

Görsel Kaynak: https://encyclopediatr.com/akdeniz-anemisi-beta-talasemi-tasiyiciligi-ve-hastaligi/

Editör: Meryem Melisa KAR

Ne düşünüyorsunuz?

5 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir