in

Asfiktik Torasik Distrofi (Jeune Sendromu)

Jeune Sendromu: Tanım, Sıklık, Nedenler ve Kalıtım Modeli

İçindekiler

Tanım

Jeune sendromu olarak da bilinen asfiktik torasik distrofi, dar çene, kısa kaburga, kollarda ve bacaklarda kısalmış kemikler, kısa boy ve fazladan el ve ayak parmakları (ayağın ön eksenli polidaktili-çok parmaklılığı) ile karakterize edilen kalıtımsal kemik büyüme rahatsızlığıdır. Ek iskelet anormallikleri, alışılmadık şekilli köprücük kemiğini (klavikula) ve pelvik kemiklerini ve kollarda ve bacaklardaki uzun kemiklerin koni şeklindeki uçlarını kapsayabilir.  Bu duruma sahip birçok bebek, akciğerlerin büyümesi ve gelişmesini kısıtlayabilen oldukça dar, çan şeklindeki göğüs ile doğar. Solunum sonucu hayatı tehdit eden problemlerden dolayı asfiktik torasik distrofisi olan kişiler yalnızca bebeklik ya da erken çocukluk döneminde yaşayabilirler. Ancak, ilk birkaç yıldan sonra hayatta kalan kişilerde, dar göğüs ve solunum ile ilişkili problemler yaş ile birlikte iyileşebilir.

Asfiktik torasik distrofili bazı bireyler, daha az şiddetli iskelet anormallikleri ile doğarlar ve hızlı nefes alma veya nefes darlığı gibi yalnızca hafif nefes güçlüklerine sahiptirler. Bu bireyler, ergenlik veya yetişkinliğe kadar yaşayabilirler. Bebeklikten sonra, bu duruma sahip bireyler böbrek bozukluğuna veya kaybına sebep olan, hayatı tehdit eden böbrek (renal) anormallikleri geliştirebilirler. Kalp bozuklukları ve hava yolunun daralmasının (subglottik stenoz; subglottik darlık) gelişmesi mümkündür. Diğer, asfiktik torasik distrofinin az yaygın özellikleri, karaciğer hastalıkları, pankreasta sıvı dolu keseler (kistler), dis anormallikleri ve görme kaybına neden olabilen retinal distrofi olarak adlandırılan göz hastalıklarını içerir.

Sıklık

Asfiktik torasik distrofi, 100.000 ile 130.000’de tahmini 1 kişiyi etkiler.

Nedenler

Asfiktik torasik distrofiye neden olan en az 11 gende mutasyon bulunmuştur. IFT80 genindeki genetik değişim, bu durumla ilişkilendirilen ilk gendi. Sonraları, araştırmacılar bu mutasyonu diğer DYNC2H1 geninde keşfettiler. Bu mutasyonun vakaların yarısında mevcut olduğunu buldular. Diğer genlerdeki mutasyonların her biri, vakaların küçük bir yüzdesine sebep olur. Toplamda, asfiktik torasik distrofili kişilerin yaklaşık olarak yüzde 70’i, bilinen genlerin birinde mutasyonlara sahiptir.

Asfiktik torasik distrofi ile ilişkilendirilen genler, siliya olarak adlandırılan hücre yapısında bulunan proteinin yapımı için bilgi sağlar. Siliya, mikroskobik, hücre yüzeyinden dışarı uzanan parmak benzeri çıkıntılardır. Proteinler, materyallerin silyaların uçlarına ve uçlarından taşındığı intraflagellar taşıma (IFT) olarak adlandırılan sürece dahil edilir. IFT, bu hücre yapılarının toplanması ve idamesi için önemlidir. Siliya, Sonik Hedgehod yolağı olarak adlandırılan birçok reaksiyonu içeren birçok farklı kimyasal sinyalleşme yolağında merkez role oynar. Bu yolaklar, hücrelerin büyümesi ve bölünmesi (proliferasyon) ve olgunlaşması (farklılaşma) için önemlidir. Özellikle, Sonik Hedgehod, sonunda kıkırdak ve kemik oluşturan hücrelerin çoğalması ve farklılaşması için gerekli görülmektedir.

Asfiktik torasik distrofi ile ilişkili genlerdeki mutasyonlar, IFT’yi bozar. Bu da siliyaların normal toplanmasını ya da fonksiyonunu bozar. Sonuç olarak, siliyalar, birçok farklı tür hücrede eksik ya da anormaldir. Araştırmacılar, bu değişimlerin, asfiktik torasik distrofinin karakteristik kemik büyümesinin altında yatan Sonik Hedgehod yolağını içeren belirli sinyalleşme yolakları ile sinyalleşmeyi değiştirdiğini düşünmektedir. Böbrek, karaciğer ve retina gibi diğer dokulardaki anormal siliyalar, bu durumun diğer belirti ve semptomlarına sebep olur.

Asfiktik torasik distrofi, iskelet siliyopatileri veya siliyer kondrodisplazileri olarak bilinen bir grup rahatsızlığın bir parçasıdır. Bunların hepsine, siliya ile ilgili problemler sebep olur ve kemik anormalliklerini içerir. Asfiktik torasik distrofiyi de içeren bu rahatsızlıklardan birkaçı, belirti ve semptomlarına göre bazen daha spesifik olarak kısa kaburga-polidaktili sendromları (SRPS’ler) olarak sınıflandırılır. Bazı araştırmacılar, SRPS’lerin ayrı rahatsızlıklar yerine bir dizi özelliğe sahip bir spektrum (çeşitlilik) olarak daha doğru bir şekilde tanımlanacağına inanmaktadırlar.

Kalıtım Modeli

Bu durum otozomal çekinik modelde kalıtılır. Bu da her hücredeki genin iki kopyasının da mutasyona sahip olduğu anlamına gelmektedir. Otozomal çekinik duruma sahip bireyin ebeveynlerinin her biri mutasyonlu genin bir kopyasını taşır ama genel olarak bu durumun belirti ve semptomlarını göstermezler.

Bu Durumun Diğer İsimleri

  • Asfiktik torasik kondrodistrofi
  • Asfiktik torasik displazi
  • ATD
  • Kondroektodermal displazi benzeri sendrom
  • İnfantil torasik distrofi
  • Jeune sendromu
  • Jeune torasik displazi
  • Jeune torasik distrofi
  • Torasik asfiksant distrofi
  • Torasik-pelvik-falangeal distrofi

Kaynak: https://medlineplus.gov/genetics/condition/asphyxiating-thoracic-dystrophy/

Görsel Kaynak: Uçar, Şit, Pelin Zorlu, Gülseren Şahin, Miraç Yildirim, ve Esma Uşak, “Jeune sendromu (asfiktik torasik displazi): Olgu sunumu”, Tuberkuloz ve Toraks, 2009

Editör: Seray YETKİN

Ne düşünüyorsunuz?

5 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir