in

Apandisit Kanseri Nedir?

Apandisit Kanseri Hakkında Bilgiler

İçindekiler

Tanım

Apandisit kanseri apandisitte var olan apandisit hücrelerin anormal morfoloji kazanarak kötü huylu hücrelere dönüşmesi sonrasında, anlamsız proliferasyon ve normal olmayan büyüme ile beraber bir tümör ya da yumru oluşması sonucu meydana gelmektedir.

Apandisit kanseri benign ve malign olarak tanımlanabilir. Malign hücreler kan sirkülasyonu ya da lenf dolaşım sistemini kullanmaktadırlar. Bu kötü huylu hücreler olan malignlerin bu tip dolaşım yollarını kullanarak oluştukları hücreden başkalaşarak farklı doku ve organlara yayılmasına sekonder kanser ya da metastaz denmektedir.

En yaygın gözlemlenen apandisit kanserleri şu şekilde sıralanmıştır:

  • Müsinöz Adenokarsinoma: Apandisit kanser türü apendiksin içini kaplayan epitel hücrelerinden başlamaktadır. Jöle benzeri bir görünümü ve yapısı olan müsin üretmektedirler ve karın bölgesinin içindeki organları kaplayan ve koruyan bir doku tabakası olan periton da dahil olmak üzere vücudun diğer bölgelerine yayılma özelliği göstermektedirler.
  • Nöroendokrin Tümörler (NETs): Bu kısım apandisit kanser türündeki hücreler nöroendokrin hücrelerinden meydana gelmektedir. Nöroendokrin hücreler hormonlar üretmektedir ayrıca vücudun diğer fonksiyonlarını kontrol eden ve yardımcı olan bezlerden ve sinir hücrelerin ağından oluşan hücrelerdir. Apandise ait ağlar apandikste var olmaktadır.
  • Goblet Hücreleri Karsinoması (GCC): Bu kanser türü hem NET’lerin hem de adenokarsinomların özelliklerini taşımaktadır. Fakat daha agresif ve saldırgan olabilen bir adenokarsinom gibi hareket etmektedirler.
  • Kolonik Tip Adenokarsinoma: Bu tür kanserler kolon kanser gibi davranırlar ve apandiksin tabanında yer almaktadırlar.

PMP Nedir?

Açılımı psödomiksoma peritonei (PMP) olan yapı karın ve pelvis bölgelerinde müsin birikmesine sebep olan ve jöle göbeği olarak da isimlendirilen bir çeşit tümördür. Diğer hastalıklar da müsinöz adenokarsinom da dahil olmak üzere jöle göbeği ile ilişkilendirilmiştir ya da bağırsaktaki müsinöz tümörler de dahil olmak üzere PMP’nin özelliklerini taşımaktadırlar.

PMP ilk olarak apandikste oluşmaya başlar fakat kalın bağırsak ve yumurtalıkda da başladığı gözlemlenmiştir. PMP metastaz yapmaz ancak anlamsız bir şekilde büyüdükçe hayati organlara baskı yaparak sorunların oluşmasına neden olmaktadır.

Semptomlar Nelerdir?

Apandisit kanserinin ve PMP’nin spesifik nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Ailelerde yakalanma riski söz konusudur. İlerleyen yaşlarda apandisit kanseri riski artmaktadır.

Apandisit kanserine yakalanan bir birey hastalığın erken evrelerinde semptom göstermeyebilmektedir fakat ilerleyen fazlarda semptolar gelişmektedir.

Aşağıda apandisit kanserine ait semptomlar görülmektedir:

  • Apandisit (sağ alt karın ağrısı)
  • Bel kısmında boylu boyunca bir artış
  • Karın bölgesinde sıvı birikimi
  • Karın bölgesinde şişkinlik
  • Bağırsakta meydana gelen değişiklikler
  • Ftık
  • Yumurtalıkta oluşan kitle ya da yumru.

PMP’deki semptomlar da apandisit kanserinde olduğu gibi geç gözlemlenmektedir ve belirtiler tam olarak şunlardır:

  • Karın bölgesinde ya da pelvikte başlayan ağrılar
  • Bel kısmında boylu boyunca bir artış
  • Karın bölgesinde şişkinlik
  • Bağırsakta meydana gelen değişiklikler
  • Fıtık
  • İştah kaybı

Teşhis ve Tanı Nasıl Konulmaktadır?

Apandisit kanseri genellikle farklı bir durum için abdominal cerrahi esnasında ya da şüpheli bir apandisit vakası için apendektomiden yani apandiksin cerrahi bir operasyon ile çıkarılması ile fark edilmektedir. Benzer şekilde, PMP çoğunlukla farklı bir durumu araştırırken gözlemlenmektedir.
Teşhis ve tanı için muayeneyi gerçekleştiren ilgili doktor apandisit kanseri veya PMP olabileceğini düşünüyorsa bazı testler yapmak isteyecektir. Yapılan testler sonunda eğer ki sonuçlar apandisit kanseri ya da PMP olduğu gösteriyorsa fiziksel muayeneyi yapan doktor daha detaylı tetkik için hastayı uzman bir hekime yönlendirecektir.

Diğer Tetkikler Nelerdir?

  • Kan Testleri: Beyaz kan hücrelerini (akyuvarlar), kırmızı kan hücrelerini (alyuvarlar), trombositler ve kanser hücreleri tarafından üretilen kimyasalların bu test aracılığı ile tam sayımı yapılmaktadır.
  • BT (Bilgisayarlı Tomografi) veya MRI (Manyetik Rezonans Görüntüleme) Taramaları: Vücudunuzun iç kısımlarını görüntüleyebilmek adına özel, ağrısız makineler kullanılmaktadır.
  • Ultrason Taraması: Vücudunuz iç kısmını görüntüleyebilmek için ses dalgaları kullanılmaktadır.
  • Tanısal Laparoskopi: Üç kısmında kamera bulunan ince bir tüp (laparoskop) karın içine sedasyon altına sokulur, böylece doktorunuz vücudunuzun iç kısmınızı görebilir.
  • Biyopsi: Işık mikroskobunda safra kesesi kanserinin olup olmadığını anlamak için safradan bir parça ya da bir miktar doku alınmaktadır.

Tedavi Nasıldır?

Tedavi stratejisi esnasında tıbbi onkolog, cerrah, diyetisyen ve fizyoterapist içerebilecek multidisipliner bir sağlık uzmanları tarafınca oluşturulan bir ekip hasta ile ilgileneceklerdir. Hastanın doktordan en iyi tedavi için önerileri aldıktan sonra tedaviye geçilir:

  • Sahip olunan kanser türü
  • Vücudun neresinde olduğunu
  • Kanserin yayılıp yayılmadığı yani hastalığın evresi
  • Yaş, zindelik ve genel sağlık durumu
  • Tercihlere göre tedavi stratejisi oluşturulmaktadır.

Apandisit kanseri ve PMP için oluşturulan tedavi yöntemleri kemoterapi ve cerrahidir. Bu tedavi yöntemleri tek başlarına ya da kombinize edilmiş şekilde uygulanabilmektedir. Ayrıca sitoredüktif cerrahi ve HIPEC alan hastaların %60’ından biraz fazlasının 10 yıldan fazla hayatta kalması sağlanıp etkili bir tedavi yöntemidir.

Tümörün boyutu küçük ve yavaş bir şekilde gelişip büyüyorsa PMP’nin tedavisi hemen gerçekleştirilmeyebilir. Bu durumda, aktif gözetim ile hasta düzenli olarak gözlemlenecek ve izlenecektir.

Modern tıp ile birlikte gerçekleştirilen tamamlayıcı tedaviler geleneksel tedavilere alternatif olarak tasarlanmıştır. Tamamlayıcı tedavilerde hastalar kontrol duygularını arttırabilirler, stres ve kaygıyı azaltabilirler, yorgunluklarını yönetebilirler ve ruh hallerini iyileştirebilirler.

Cerrahi Nedir?

Cerrahi, özellikle erken evre hastalığı olan ve sağlığı iyi olan apandisit kanseri olan kişiler için esas tedavi yöntemidir. Ameliyat tipi tümörün lokalizasyonuna ve evresine bağlı olmaktadır. PMP’nin tedavisi hedeflenirken sitoredüktif cerrahi ve ardından kemoterapi (HIPEC) olarak uygulanmaktadır. Ancak kanser etkili bir şekilde tedavi edilemezse, semptomları azaltmak için tümörün mümkün olduğunca çoğunu çıkarmak için ve genellikle büyük ve hacimli kanser dokularının olması durumunda çevre organlara zarar vermemek adına tümörün tamamı değil de bir kısmı ya da çoğunun çıkartılması ve tümör hacmi azaltan anlamına da gelen debulking ameliyatı uygulanabilir. Tümör geri büyürse debulking ameliyatı tekrar uygulanabilir.

Cerrahi operasyonlar şunları içerebilir:

  • Apendektomi: Apandiksin cerrahi müdahale ile çıkarılmasıdır. Genellikle erken evre apandisit NET’leri için kullanılmaktadır.
  • Hemikolektomi: Apandiksin yanında yer alan kalın bağırsaktan küçük bir bölümün cerrahi operasyon ile alınmasıdır. Çevresinde yer alan kan damarları ve lenf düğümleri de cerrahi operasyon ile alınabilir. Genel olara metastatik apandisit NET’ler için ve nöroendokrin olmayan apandisit kanserleri için uygulanmaktadır.
  • Sitoredüktif Cerrahi (CRS veya Peritonektomi): Görünen tüm tümörleri cerrahi müdahale ile çıkarma işlemidir. Bağırsağın bir kısmı ile beraber safra, dalak, mide ve böbrek gibi organlar da ameliyat ile çıkarılabilir. Kadınlar da rahim, yumurtalık ve fallopi tüpleri de çıkarılabilir. Erkeklere ait olan seminal tübüllere de cerrahi müdahale ile çıkarılabilir veya kesilebilir. Genel olarak geç evredeki apandisit kanseri ve PMP için kullanılmaktadır ayrıca cerrahi operasyondan sonra kemoterapi uygulanabilir.

Cerrahi operasyonun sık görülen yan etkileri kanama, yakındaki doku, organlara ve sinirlere verilen hasar, ilaç reaksiyonları, ağrı, inflamasyon, viral enfeksiyon, kan pıhtıları, atrofi ve lenfodemdir. CRS (Sitoredüktif cerrahi) veya peritonektominin yan etkileri bağırsak sızıntılarını ve normal bağırsak fonksiyonuna yavaş hareket etmesi, dehidrasyonu ve doğurganlık kaybını içermektedir.

Kemoterapi Nedir?

Kemoterapi anlamsız proliferasyon ve normal olmayan büyüme yapan kanser hücrelerini yavaşlatan ya da öldüren bir tedavi türüdür. Apandisit ve PMP için uygulanan farklı kemoterapi stratejileri olabilir:

  • Lokal Kemoterapi: Kemoterapi ilaçlarının direkt olarak kanser hücrelerinin olduğu yere zerk edilmesidir.
  • Sistemik Kemoterapi: Kan dolaşımı yolu ile verilen kemoterapi ilaçlarının doku ve organlara hasar veren kanser hücrelerini hedef alarak vücutta dolaşmasıdır. Bu tür kemoterapiler damar yolu ile ya da oral yol ile verilen tablet ilaçlarla uygulanmaktadır.
    İntraperitoneal kemoterapi türlerinde bulunanlar:
  • HIPEC (Isıtılmış İntraperitoneal Kemoterapi): Etkinlik açısından kemoterapi ilacı 40°C’ye kadar ısıtılmaktadır. Ardından ameliyattan sonra kalan kanser hücrelerini de öldürebilmek için karın bölgesine yerleştirilir ve sıvı birikimi kontrol altına alınmış olur. 30-90 dakika sonra tedavi sonlanır.
  • EPIC (Erken Ameliyat Sonrası İntraperitoneal Kemoterapi): Ameliyattan sonraki gün de kemoterapi ilacı küçük bir plastik cihaz ile karın bölgesine verilerek birkaç bu şekilde uygulanmaktadır.

Kemoterapi sonrası yan etkiler gözlemlenmektedir. Bu yan etkiler arasında yorgunluk, iştahsızlık, bulantı, kabızlık veya ishal gibi bağırsak sorunları, saç dökülmesi, ağız yaraları, cilt ve tırnak sorunları, enfeksiyon ihtimalinin artması ve doğurganlık kaybını içermesi gibi yan etkiler tedavi sonrası meydana gelebilir.

Radyasyon Tedavisi Nasıldır?

Kanser hücrelerini yok etmek için yüksek enerjili ışınlar kullanılarak yapılan tedavi yöntemidir. Genellikle kemoterapi ile kemoradyasyon olarak bilinen bir tedavide verilmektedir. Apandisit kanseri vücudun başka bölgelerine yayılım yaptığı zaman kullanılmaktadır. Radyasyon tedavisi kanser hücrelerini küçültür ve semptomları oldukça hafifdir. Planlamasını yapmak oldukça dikkat gerektiren bir tedavi türüdür. Hastaya küçük dozlar verilerek uygulanmaktadır. Radyasyon tedavisinin yan etkileri vardır. Bulantı ve kusma, lenfodem, yorgunluk, halsizlik, ishal, bağırsak problemleri, cilt problemleri, doğurganlık kaybı gibi yan etkileri söz konusudur.

Tedaviden Sonra Yaşam Nasıldır?

Tedavi sonrası kanserin kesin bttiğine dair doktor tarafından düzenli takip yapılarak kontroller olacaktır. Apandisit kanseri ve PMP için fizik muayenin bir çizelgesi olacaktır. Vücudun sağlığını korumak, düzenli ve dengeli beslenmek, fiziksel aktivite oldukça önem ihtiva etmektedir.

Bazı hasta bireyler de tedaviden sonra da apandisit kanseri ve PMP nüks edebilir. Muhtemelen bu durum tedaviden sonraki 5 yıl içerisinde gerçekleşebilir. Nüks edilen yere bağlı olarak tedavi yöntemi cerrahi, kemoterapi ve radyoterapinin bir karışımı şeklinde kombinize halinde uygulanacaktır.

Kaynak: https://www.cancervic.org.au/cancer-information/types-of-cancer/appendix_cancer_pmp/ccv_appendix_pmp.html

Görsel Kaynak: https://www.drozdogan.com/apendiks-kanseri-nedir-musinoz-neoplazi-karsinoid-tumor/

Editör: Meryem Melisa KAR

Ne düşünüyorsunuz?

6 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir